Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam,
Toprak kilidini açsam dünyanın,
Çözsem düğüm düğüm muammasını
Ölüm denen sonsuz, büyük rüyanın!
Gelse bahçe bahçe mevsimler dile,
Ağaçlar, çiçekler konuşsa biraz:
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA
(895'te İstanbul'da doğup1967'de İstanbul'da öldü.)
'Beş Hececiler”den biri, Yusuf Ziya Ortaç.
Uzun süre edebiyat öğretmenliği yapar.
Beş Hececilerden Orhan Seyfi Orhon'la birlikte çıkardığı 'Akbaba' mizah dergisini ölünceye kadar yayınlar.
1946-1954 arasında Ordu milletvekili…
Şiire aruzla başlar. Ziya Gökalp'in etkisiyle hece ölçüsünü benimser ve bu türün başarılı örneklerini verir.
'Hecenin Beş Şairi'nden biri olarak ünlenir.
Şiirleri; Türk Yurdu, Servet-i Fünûn ve Büyük Mecmua'da yayınlanır.
Şiir ve gülmece, siyasi fıkralar gibi yazılarının yanında ROMAN, HİKÂYE ve OYUNLAR da yazdı.
***
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, yazarın mizahi eserlerinden biridir. Onun için başlığa da bu adı verdim.
Şairleri ve eserlerini değerlendirirken, onların yaşadıkları zaman, mekân ve olayların çok büyük etkisi altında olacaklarını unutmamak lazım gelir. Bizler bile, bugün içinde bulunduğumuz durum ve şartlardan, yaşadığımız zamanın olumlu veya olumsuz olaylarından doğrudan veya dolaylı olarak mutlaka etkileniriz.
Şair Yusuf Ziya da aldığı tahsil gereği şiire ARUZ’la başlamış ve sonra hece ölçüsüne geçmiştir. Bunda Ziya Gökalp’in etkisi büyüktür.
Edebiyatımızda heceyi benimseyip, heceyle başarılı şiirler veren şairlerden “BEŞ HECECİLER” de tıpkı “GARİPÇİLER” gibi gelecek nesillere güzel örnekler bırakmışlar, sağlam temeller atmışlardır.
Gerçi, halk edebiyatımızda zaten hece kullanılmaktaydı. Sözlü – sazlı geleneğimiz bunu sürdürmekteydi, ama geniş çevrelere hitap edemediğinden fazla etkili olunduğu söylenebilir miydi, düşünmek lazım.
Bunun için şiir sözün kısası.
Bunun için şiir duyguların, düşüncelerin hülasası…
*
Hayat, geliş sebebini bilemediğimiz bir başlangıç; ölüm de, yine nereye ve neden gittiğimizi bilemediğimiz bir bitiş…
Gelişimiz de, gidişimiz de esrarengiz… Bu sırrı anlamaya çalışmak akla zarar.
Belki de bu işi doğru çözmenin, sır kapılarını aralamanın tek yolu bir sihirli anahtar…
Dünya için değil, görünenler için değil, madde için değil; alnı eşiğinde bekleyenlerin gönüllerine anahtar olmak için…
Yahut alnı eşiğine değmeyenlerin gönüllerini açmak için…
*
11’li hece ile yazılmış, sade bir dille işlenmiş, muammalı bir konuyu, cevabını hiçbir zaman bulamayacağımız hayat ve ölümün esrarını anlamaya ve sorgulamaya çalışan; inançlı bir yaklaşımla düşünen ve düşündüren muhtevalı güzel bir şiir.
Allah rahmet etsin.
Hikmet Çiftçi
03 Aralık 2012
Okunası...
Aramak ne kadar anlamlı bir beceridir. Şairin merakı bir anahtar bulup en güzel gönülleri açmak istiyor.Zira o anahtar bizleriz.Bizlerin kafaları içindedir.Sırlı tarafı hep merak edilir. Allah bütün anahtarları ile o kapıları ve o gönülleri açmıştır.Fark etmek ve görmek yaşamak gerekir.Manalı ve manidar bir şiir.beğeni ile okudum. tam puan + ant.Saygılarımla.
iyi çok iyi şiirler rüzğar gibi havalı!
Ortac in en siradan siirlerinden biri.Günün siiri olmayi haketmiyor tabiki bana göre.
hayat, aramak eyleminin kutsal gölgesinde tarar gerçeğin umutla örülmüş saçlarını...
ve anahtarına yâr olan beklentilerin sesi sardıkça atlasın ıslak bağrını, şiirlerin sesi yükselir sorgunun en dik yamacında!...
saygı ile...
güzel bir şiir üstadı ve seçki kurulunu kutluyorum.eyvallah
RADYO
Kastenyetler çıldırmış gülüyor kahkahayla..
Gondolda bir kitara fısıldaşıyor ayla..
Serpiliyor bir nağme yağmuru mandolinden..
Curalar konuşuyor zeybeklerin dilinden..
Sedef dişlerden akan sesler birer damla su..
Alevden bir yılandır şu Arjantin tangosu..
Ruha sinen bir tütsü iniltileri orgun..
Dualar, kubbelerden iniyor yorgun yorgun..
Keman, güz bahçesinde bir kuşun can verişi..
Bir bedevi ahiyle çöllerin ürperişi..
Bir çoban türküsüile şimdi kavallar meler..
Sonra çıkıp gürliyen yıldırım kelimeler..
Yeryüzü bir kutunun tahtadan avucunda..
Beş kıt'a konuşuyor parmağımın ucunda!
Yusuf Ziya Ortaç
Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta