Biz eskiden bulgur yer
Bulgurluya gelin giderdik
ne anlardık yalıdan kattan yattan
kerpiçtendi evlerimiz
komşularımız vardı samimi
yoksa da her sokağın başında cami
ezanları huşu içinde dinlerdik
biz eskilerde
takıp takıştırmasak da
gerdanlarımızda beşi biyerde
vardıysa da efkâr serde
şarkı türkü de dinlerdik
radyolarımızdan
ah biz bir gözalıcı gelinliğe
evet derdik
ayağa basmayı da hiç bilmezdik
karla süpürürdük halılarımızı
yoktu ki deniz taşsın yalılarımıza
kuzine sobalarımız
üstünde su kazanlarımız
neyimiz yoktu ki
sıcacık ısıtan
önceleri biz sen ben demeden bizdik
suda yüzdük
inci dizdik
dağ bayır ova
ah ne çok çıkar kırlara
ne çok gezerdik yaya
boş arsamızda kiremit topu
istop oynar
gece yarılarına kadar kız erkek hep birlikte
güler eğlenir oynardık ya
dedikodu olmazdı
Akasyalarımız vardı
mevsiminde budanır
kuruyunca dalları
kocaman bir kazanın altında ateş yakar
kaynatırdık bulguru kavurmayı
kazanın altında kül ateşinde
biber közler
şiş kebap yapardık yerli etten
konuk gözlerdik
biz eskiden
düğünlerde kızlar şarkı türkü söylerdi
amaan bulguru kaynatırlar
güzeli oynatırlar
çirkini ağlatırlar
vaay insafsızlar vay
ne yani belki ruhları güzeldir
güzele doyulur
güzel huya doyulmaz
şen kahkahalar atardı gençler
efkâr felan kalmazdı
kimsenin malında kimsenin gözü kalmazdı
kaynayan bulgur dama serilir kurutulurdu güneşte
radyolarımız gramofanlarımız sahibinin sesi köpek plaklarımız
Cumartesileri İtalyadan
Çarşambaları Fransadan müzik
okullarımızda andımızla başlardık derslere
kolalı beyaz yakalarımız siyah önlüklerimizle öğrenciydik biz
kaliteli eğitim vardı
kimse kimseye olmazdı kul
her çocuğun hayaliydi okul
değer vermezdik paraya
arabalarımız yoktu yürürdük yaya
bilmezdik diyet nedir
ak gelinliklerimizle
ak alınlarımızla
gelin giderdik
Bulgurluya biz eskiden
17/Mayıs/2012/Perşembe/Bodrum
eskiden bulgur yer
Bulgurluya gelin giderdik
Kayıt Tarihi : 17.5.2012 10:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Biz eskiden aah eskiden sanki daha çok mutlu u/mutluyduk
radyolarımızdan
ah biz bir gözalıcı gelinliğe
evet derdik
ayağa basmayı da hiç bilmezdik
karla süpürürdük halılarımızı
yoktu ki deniz taşsın yalılarımıza
kuzine sobalarımız
üstünde su kazanlarımız
neyimiz yoktu ki
sıcacık ısıtan'
Ben inanıyorum ki, insanların bire bir, sıcacık ilişkileri medeniyetle, icadlarla bozuldu.
Yani bazı icadlar oldu, mertlik bozuldu.
İnsanlar birbirlerinden koptular. ne o sıcacık komşuluklar, ne yardımlaşmalar, ne selamlaşmalar, hiç biri kalmadı.
Evde bile hepimiz, birbirimizle iletişim kuramaz olduk.
Nerde o eski günlerin sıcaklığı, dostluğu?
İnsan bulamadığı dostluğu, sevgiyi, yapay dostluklarda bulmaya çalışıyor. Çoğunlukla da hayâl kırıklıklarıyla karşılaşıyor.
Okullardaki öğrencilik günlerimiz bile bir başka idi.
Arkadaşlarımız bizim canımızdı. Sırdaşımızdı.
Simidimizi, kalemimizi, sevgimizi paylaşırdık.
Radyo dinlerken, bir yandan elimiz işler, örgü örer,
hayâl alemine dalardık.
Sobalar, kuzineler, radyolar,tüm aileyi aynı odada toplardı.
Off, çok şeyi özlüyor, çok şeyi hatırlıyoruz...
Unutamadığımız o eski günlere götürdü beni bu çok güzel şiiriniz.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla kutluyorum.
Yüreğiniz dert görmesin sevgili Nimet Hanım.
Tam puan.
TÜM YORUMLAR (3)