İster uzun gün olsun isterse kısa
İsterse neşeli olsun isterse tasa
Söylüyorum size üstüne basa basa
Her akşam ben yatağıma yatarım
Geçen günü düşünür tavanıma bakarım.
Uçtu gitti zaman
Rüzgar gibi, kar gibi
Aktı gitti zaman
Yağmur gibi sel gibi
Geriye kalan
Bir büyük yalan
Varsa yoksa aşk,
Meşkten hiç söz eden yok.
Aşıktan bahseden çokta,
Maşuktan söz eden yok.
Öyledir,
Aşk olmadan meşk olmaz.
Böyle bir yuvam olsun isterdim;
Kendi yaptığım;
Televizyonun karşısındaki en güzel yeri;
Benim kaptığım;
Kollarımın arasından hiç ayrılmadığın
Bir yuvam olsun isterdim.
Bir gün gelecek kendini aşacaksın
Sen bile buna şaşıp kalacaksın
Sakın kimseye söyleme bunu
Şaştığını
Artık kendini aştığını
Puslu bir ocak akşamı gelirsin bana
Beraber açarız mantıyı
Şarabı sen getirirsin
Yerken yemeği yarısında kalır tabaklarımız
Masada kahkahalar çınlar sabaha karşı
Gözlerimiz şişer uykusuzluktan
Dua ederken, ağlarken ve öpüşürken gözlerim kapalıdır.
Bunları yalnızca kalbimle hissederim.
Onun için seni dinlerken de gözlerimi kapatıyorum.
Orhan Velinin İstanbulu gözleri kapalı dinlemesi de bundandır.
(05.06.2012 İstanbul)
Ne ağırdır gençliğim bilseniz
Beni daha çok severdiniz
Yalnız başıma ve derinden
Kimseyi rahatsız etmeden
bu günlerde
siyah gözlük takıyorum
aşık olduğumu kimse bilmesin,
nazar değmesin diye
gözlerimden de anlamasınlar.
çünkü ben sussam bile
Anaya babaya kızana
İki satır yazana
Dosta düşmana
Ve hatta sana…
Çiçeğe böceğe kurda kuşa
Dağa taşa her gardaşa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!