1958 Ankara doğumludur.1969 yılında Ankara Kavaklıdere İlkokulunu bitirmiş ve TED Ankara kolejine başlayıp 1976 yılında mezun olmuştur.1984 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olarak Sıra ile Bursa Merkez Heykel,Bursa Merkez Soğukpınar sağlık ocaklarında çalışmış ve 1986 yıında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD'nda Uzmanlık öğrenimine başlayıp 1991 yılında Uzmanlığını almıştır.Uzman hekim olarak İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi ve Bergama Devlet Hastanelerinde çalışıp 2001 yılında Devlet memuriyetinden istifa ederek Özel Hastanelerde çalışmaya başlamıştır.Kapanmış bulunan İstanbul 500Evler Hayat Hastanesinde çalışmış ve daha sonra şimdi kapanmış olan Özel İstanbul Esenler Hayat Hastanesinde genel cerrahi uzmanlığı ve başhekimlik görevlerinde bulunmuştur.2011 yılında emekli olmuş ve İstanbul İstinye'de bir seramik atölyesi açarak sanat çalışmalarını burada sürdürmeye başlamıştır. http://ceramicreliefs.com/ adresinde bir websitesi vardır.
Eserleri
Yayınlanmış eseri bulunmamaktadır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!