Sana öyle sarılsam,
öyle sarılsam,
Dursa zaman,
hep öyle kalsam,
Kavuşmanın sevinci ile,
ağlasam,
Hani seninle,
Tuale benzettiğimiz o gökyüzüne,
Bir tablo çizmiştik tozpembe,
Kırmızı pancurları olmasada,
Şirin bir evimiz olacaktı,
Yeşile bezenmiş bahçesinde,
O kadar güzelsin ki sen,
Şair olmak geliyor içimden,
Anlatmak istiyorum,
Fakat bulamıyorum,
Seni anlatacağım sözleri,
Türkçe gibi zengin bir dil içinden.
Bir rüzgar eser batıdan,
Kaybolan güneşten bir esintidir bu,
Gel gör kor olmuş bu tenim,
Şevk kalmamış ruhumda yaşamdan,
Ölüler aleminde bir gezintidir bu.
Aşk şerbetin ben içtim,
Zehri düşman başına,
Aşk hasatın ben biçtim,
Gelmeden yirmi yaşa.
Aşkın gözü kör çıktı,
Bir süre bakındı o mahsun gözler,
İşte bu bahsimin konusu zalim keder,
Hiçte yabancıma gitmemişti,
İlk gördüğümde,
Meğer babamın kuması imiş,
Annemin gizli dostu;
Sevgi koşar meçhule,
Ben sevgiye koşarım,
O yaşar neşe ile,
Ben kederle yaşarım.
O göz kırpar güneşe,
Aydınlıklar görünmeyen, çıkmaz bir yoldayız,
Yorumu yapılmayan, garip bir rüyadayız,
Kalemim özgür, bedenim zincire vurulmuş,
Eğri doğru içinde, fani bir dünyadayız.
Bahar doğdu içime,
Kışmış her yer banane,
Açıverdi çiçekler,
Gonca gonca gönlümde.
İzdivaç bir mutluluk,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!