Kayıp bir ruhum şimdi yokluğunda. Bedenim kendime ağır geliyor.
Ne yapsam ne tusam, ne söylesem kar etmiyor avare yalnızlığıma.
Kuru bir dilekağacı hüznü ile duruyorum ayakta.
Kendime bile zerre miskal hayrım yokken umut dağıtıyorum insanara kurudallarımlarımla.
Yeter diye haykırmak istiyorum. çaput bağlayıp durmayın artık dal uçlarıma.
Kesin gövdemi, yakın bir panayır ateşinde.
Dön de yaktığın Ateşe bir bak
Sebebim olacak bu zalim firak
Ne olur taptığın inadı bırak
Adınla yeşeren güller soluyor
Aldığım her nefes hicran geliyor
Yerlere vurduğum bu genç ömrümü
Elimle kırdığım gonca gülümü
Sensiz bedbaht olan bu her günümü
Anlatsam isyana kalkar yüreğin
Gördüğüm sen miydin gönül gözüyle
Olmasaydın olmazdı bu şehir.
Dudağımda bu ıslık
Dilimde şarkı
Ağaçlarda kuşlar
Sokakta kediler olmazdı.
Olmasaydın ısınmazdı içim.
Sana isim veriyorum her gün yeni bir tane!
Gelişini beklerken her gün köşe başında,
Sana yakışan bir isim seçer bir halde buluyorum kendimi kelime dağarcığımda.
Bir gün SİTARE diye sesleniyorum sana içimden, gözlerinde asılı duran yıldızların imasıyla,
Öbür gün ALEV diyorum beni yakışının hatırına.
Oysa gerçek ismin kim bilir ne kadar güzeldir.
Nerdesin!
Bir türlü açılmak bilmiyor evinin demir kapısı. Hâlbuki nerden baksan on saniye geç kaldın sokağa inmekte.
Bir türlü gözlerimi alamadığım bahçe kapısı gıcırtı ile açılmıyor ardına kadar.
İsteksiz ama mecburi adımlarını sürüyerek yürüdüğün sokakta yankılanmıyor ayak seslerin.
Bir dakikayı geçti gelmeyeli, hala görünmedi ceplerine sokmaya hazırlandığın ellerin.
Kalemi kağıda aşık eden kadına
İşte her saban olduğu gibi yine oradasın.
Henüz aydınlanmaya hiç niyeti yokmuş gibi zifir siyahı ile cisimleri yutup gölgelerini tüküren karanlığın inatçı rakibi olan sırma sarısı saçlarının aydınlığı ile sokak lambasının tam altındasın.
Her sabah yaptığın rutin hareketlerin farkında mısın?
İstisnasız her sabah
- Demir bahçe kapısını gıcırdatarak açıp dışarı çıkarken hep önce sola baktığının.
Bana kim olduğunu söyler misin?
Her gün sabah ezanından birkaç dakika önce karşıma dikilen,
Bakışları ile boş sokakları tarayan,
Benden gayrı her şeyi gözleri ile okşayan kadın kimsin?
İçimde büyüttüğüm arsız duygularım bir çit sarmaşığı gibi sinir sistemimi sararken kendine has duruşun ile gönül mabedimde ibadetin yeni şekillerini kalbime öğreten kadın
Bildiğim bütün doğrulara karşı septik bir duruşkazandım aşkından sonra. Nelerin yanlış olduğunu gayet iyi bilmeme karşın doğrularıma dair fevkalade şüpheciyim. Daha dün gurur için ölünür derken, bu gün isterik bir tavırla gururumu ayaklarının altına serdim
Zafer kazanmak için acımasız bir savaş yürütmek değilmiş aşk. Kimsenin kimseye galip gelmesi gerekmiyormuş aslında. Ve çekişmelerde üstünlük sağlayan taraf olmak mutlu etmiyormuş aslında nefsimizi.
Doymak bilmeyen bir tarla faresi gibi kemirirken arzular içten içe insan benliğini, sadece sabırlı bir karınca misali biriktirmek gerekiyormuş sevginin bütün o güzel getirilerini. Eeee harpolur darp olur, şimdi gözerinin o muhteşem ışıltısını görebiliyor olmak her daim aynı şevkatin lutfuna mazhar olunacağı anlamına gelmiyor elbette. Bu yüzden anladım ki bir müddet sonra elkimizde kalan sadece anılarımız oluverirken, sığınacağımız yegane liman ise hafsalamızda kalan güzelanılar oluyor.
Bildiğim bütün doğruların üzerini çizdim seninle beraber. İlşkileri yan yana olmak, aşkı el ele aynı yolda beraber yürümekten ibaret, mutluğunu sarılıp yar kokusunu hissetmekten mütevellit sanarken, addettiğim tüm betimlemelerin aşkın tanımına nekadar uzak olduğunu fark ettim.
Anladımki aşk hiçbir beklentiye kapılmadan ve kavuşmaya dair en küçük bir umudun olmadan tek başına sevebimekmiş.
Saçlarının kokusu
Büyük bir gürültü ile ve ağır ağır yaklaşan minibüsün az sonra bana sunacağı lütfü tahmin bile edemez iken gelip tam ikimizin ortasında duran minibüse doğru yöneliyoruz.
Buğday ellerini uzatıp kapının buz gibi soğuk demirinden tutarken sen, tam arkanda, rüya ile gerçeğin arasında, yakaza hali ile saçlarının kokusunu derince içime çekerken buluyorum kendimi.
Parfüm değil
Çiçek yada şeker kokusu değil.
Bambaşka bir şey bu.
güzel sözleri sadece iyi insanlar yazsa keşke...