Bülent Erkigün Şiirleri - Şair Bülent Er ...

Şimdi sen mavi gecenin koynundasın ve ben karanlık gecenin ortasındayım
Sen gökteki hangi yıldız olabilirsin
Şu benimle gülümseyen mi? ya da bensiz ağlayan mı?

Dışarıda ılık ılık rüzğar esiyor
Sokaklar kimsesiz, meydanlar bomboş

Her zaman ki gibi askerliği düşünüyorum.
Sensizlik bir mızrak gibi saplanacak kalbime.
O son anımızı düşünüyorum,
O seni koyup gidişimi,
İlk defa bu kadar üzüldüm dünyaya geldiğime

Seni düşünmekten başka işim kalmadı.
Askerliği bile düşünmüyorum artık.
Tek düşündüğüm
Sensiz geçen o güzel günlerim.

Seni düşünmekten başka işim kalmadı.

Geceler bitmek bilmez bu yabanellerde
Bitmek bilmez günlerim, anlarım
Zaman geçmek bilmez
Susuzluğumun geçmediği gibi
Özgürlüğe olan hasretimin dinmediği gibi
Bitmek bilmez bu özlem

Seni hayal ediyorum hiç işim yokmuş gibi
Çok derinden hayal etmişim ki, kendimi bir an yanında sanıyorum.
Derin bir nefes alıp kalıyorum,
Ah ne vardı simdi yanında olsaydım.
Dizlerinin altında,
Ellerim ellerinde,

Günlerim akip gidiyor.
Hayat sürmeye devam ediyor,durdurmak istesemde,
Yasama sevincimi yitiriyorum.
Askerlik lanet olasi.

Insanlar bos, bombos

İsterdim ki; beraber oran ormanlarında yürüyelim el ele, göle bakalım, içimize çekelim o temiz oksijeni, doğa sarhoşu olalım.
İsterdim ki; sinemaya gidelim çıkınca eleştirelim, tartışalım. Alış-verişe gidelim o senin bu benim giyip giyip çıkaralım, hiç bir şey almadan da çıkalım sinir edelim oradakileri.
İsterdim ki; cafeye gidelim, santranç, tavla, okey, piçti, bilardo oynayalım, eğlenelim, stres atalım.
İsterdim ki; bir iftar yemeğinde senin en sevdiğin şeyler masanda tabi ki birde ben, mumlar altında yemek yiyelim.
İsterdim ki; kendimizden bahsedelim keşfe çıkalım, birbirimizi bulalım safari avında. Doğruyu yanlışı tartışalım.
İsterdim ki; el ele gezelim hiç bir şeyi umursamadan,

İsterdim ki; beraber oran ormanlarında yürüyelim el ele, göle bakalım,
içimize çekelim o temiz oksijeni, doğa sarhoşu olalım.
İsterdim ki; sinemaya gidelim çıkınca eleştirelim, tartışalım.
Alış-verişe gidelim o senin bu benim giyip giyip çıkaralım, hiç bir şey almadan da çıkalım sinir edelim oradakileri.
İsterdim ki; cafeye gidelim, santranç, tavla, okey, piçti, bilardo oynayalım,
eğlenelim, stres atalım.

Özlüyorum saçlarının kokusunu
Tatlı esintili ilkbahar gecelerini
Gözlerini, çekik kara
Ilık gögsünü,
Yaz gecesi olan yüzünün rengini

Bu koku senin kokun...
Bu kimsesiz alanda duyduğum ses, senin sesin...
Hissediyor musun dokunduğumu sabahın sana bir sabahın tütsülü avlusunda
Odandayım, sana bakıyorum. Uykunun en tatlı yerindesin
Görüyorum, rüyanda beni görüyorsun en tatlı halimle
Gölgem yüzüne değiyor, gülümsüyorsun