Büyük ağam sıra bizde mi şimdi
Şimdi kullar nerde sen nerde kaldın
Azaldı malların biraz aşındı
Şimdi mallar nerde sen nerde kaldın
Balınan yağınan besleniyordun
Aşıklık sevdadır gönülden gelir
Tekerleme ile aşık olunmaz
Aşığın bağrında bir ateş durur
Döküp söndürecek ırmak bulunmaz
Türküsü gazeli güzele amma
Gurbette hasretlik çökmüş üstüme
Gözlerim ağlıyor elim ağlıyor
Söylemem eşime yakın dostuma
Sözlerim ağlıyor dilim ağlıyor
Hallarımı bilen kullar sayılı
Kafa bitli sırt hep açık
Saç kirini kil götürür
Dam delinmiş ahır uçuk
Bu nasıl bir hal götürür
Efendiler köyden gelir
Öküzü hayli zorlamış
Geriyon mu Cafer Ağa
Sırtında gönü kalmamış
Görüyon mu Cafer Ağa
Akdağ'da nacak yaptırır
Dün gece bir güzel gördüm düşümde
Savurmuş saçları gezer dolaşır
İncidir dişleri her gülüşünde
Gerçek mi yalan mı aklım karışır
Uyanıp kalkınca yanımda olsa
Yine yol göründü benim serime
Alışmak da yorulmak da şart oldu
Sizler sürün sefasını yerime
Ulaşmak da sorulmak da dert oldu
Doyamadım toprağımda taşımda
Yarım sensin güzel, yarı da benim
Firar etti aklım duy beni beni
Beden senin için, senindir canım
Aşıktan deliden say beni beni
Türkün türküm olmuş dudakta dilde
Zalım idin, soğuk idin, kış idin
Dağlarında gezdim yorgunum biraz
Çok ağladım, çok dolandım üşüdüm
Seni unutmadım dargınım biraz
Nerenden vuruldun nedir bu akan
Yaylamızın yolu cılgadır bizim
Yürürüz yürürüz uzar gideriz
Tek durak yerimiz gölgedir bizim
Yürürüz yürürüz tezer gideriz
Toprak dam tabanda yok bile hasır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!