Gül mü yaraladı yine göğsünü?
Nedir bu feryadın yaralı bülbül?
Şirindir suretin, sevdim süsünü,
Al, beyaz üstüne karalı bülbül.
Ben de âşık oldum bir gül cemâle,
Sevdâ-yı derunum erdi kemâle.
Ah neyleyim canan güldü bu hâle,
Yalvardım, olmadı oralı, bülbül.
Peki senin gülün sevdi mi seni?
Duydu mu zârını, inleyişini?
Ben bahtı karayım, hiç sorma beni,
Yıkılmışım o yâr vuralı, bülbül.
Yine mi ağladın? Gözlerin yaşlı...
Feryadın bu kadar niye telaşlı?
Beni derde saldı bir kalem kaşlı,
Yaktı bu dağların maralı, bülbül.
Aramıza girdi dumanlı dağlar,
Gözlerimin yaşı sel oldu çağlar.
Kimisi bahtiyar, kimisi ağlar,
Bu mudur sevdanın kuralı, bülbül?
Ne diye konarsın gülün dalına?
Kurbanın olayım şirin diline.
Nihat hasret kalmış nazlı gülüne,
O yüzden her günü boralı, bülbül.
Üslup Dergisi, Sayı:15
Kayıt Tarihi : 11.4.2016 18:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.