Bulantılar Cümbüşü İçinde Benliğimi Bu ...

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Bulantılar Cümbüşü İçinde Benliğimi Bulma Kaşifiyim

Bir renk cümbüşü içinde içimin içi yanıyordu.Sessiz bir ses, sensiz sensizlik, benliği alınmış bir benlik, üst benliği egolara teslim eden teslimiyetin tuvalinde rengim sensin. Renkli duyuların var.Doyulmamalarım dolma niyetinde içi dolmuş. Şimdi
güvercinlerin beyazlarımı taşır.Yaşanmak, yaşatılmak andında, adımı melekler okuması gerekirken, bekaretini soyut sevişmelerde kaybeden sözcüklerin şeytanlık sultanı okur.

Şimdi bir tarafta tarafsız hadler perisi, bir tarafta eşeyli üremenin takviminde bir bir anlara sökülen tanımsızlık seferesi.

-Bertarafı berimde kalmış, sende kalakalmışlığın mizanında dünyalık ölçütler beni hafif bırakıyor.Nefsime yakın bir yerde aspirin satıyorum
-Dünyanın başı hep ağrıyor …
Tuhaf zamanların derinlerinde geçiyor, sensizlik .Garip bir yolculuğun seçilmemişlere katıldım.
-Bu dünyayı ben mi tercih ettim; ama seni tercih edişim doğru.
Bilincin filtresini kirleten toplumsal algı yanılmalarına karşı, temiz ilim, temiz fikir, temiz inanç, temiz kimliklere temizlikçisi oluyorum.
-Önce yetiştirildiğim çevrenin, toplumun, ülkenin kirliliklerinden arınmaya çalışıyorum
-Karakterimi tümleyen her adımda sosyalliğe, inançlara, bilgeliğe aykırı ,zararlı, gereksiz temeller var.Temellerin duruşmasında , duruluğu olmayan yaşamlar var.
-Batıl inançlar, yanlış gelenekler, dine yakın; ama dinsel boyutu olmayan yaşamsal algılar.
-Doğru bildiğimiz; ama her doğrunun sosyolojik derinliğinde onca yanlış, onca yanılsama var.
İçimize örülen bu duvarları yıkmak, bu duvarlara yazılan kitabi olmayan sözleri, söylemleri, kemikleşmiş bazı şeyleri değiştirmenin arıtılmasındayım.
En iyi benle tanıştığımda anladım ki gelişmekte olan ülkemin gelişememekte olan benzerlerimiz var. Yalpalanmış ondalarımız arasında benzer şeylerin film şeridi gibiyiz.Sonumuz filmlerin sonu gibi.
-Gerçeği görme, gerçeğin erçelinde ermek .Ve dahi , dahiliğin filminde rol almaya niyetli ömür namazı olmak
*Kılmak gerek, gülmek gerek. Gerekçeli sözler, gözler, bulantılar arasında en güzele bulmaca olup.
“Bilin ki, bütün cevaplara sahipsiniz. Asıl düşünmeniz gereken sorulardır. Doğru soruları sormaya başlayın. Aldığınız muhteşem cevaplara hayret edeceksiniz."

John Harricharan

-Damlalarla Islatılmış ayrılığın biriktiği vicdan kuyusundayım.Kendimle çarpışmalarım var.Vicdanların duruşmasında yar ile yargıç arasında kaldığım durulanmamış, arıtılmamış veballerim var.
-Hatalarımın vebasına yakalanmak zorunda kaldın Elnaz.Sen kendini henüz kendinle tanıştıramamış benlik perisiydin.
-Acıların ebesiydin.Sobelendiğinde ders başladı.Dersleri aldın belki; ama başarılı bir karnen olmadı.
Tek kırığın bendim, bu acılar, ayrılıklar, aşklar okulunda.Can kırığı hocası, kanaat kullanmadı.Ve tek kırığın ben kaldım.

Şimdi sislerle buluşmuş hislerinin dünyasını göremem ki? Görünmezliği istemektendir farklı efsunlarda kalışım.

*Avutulmuş yüreğin kıyısında duruyor kendimle tanışan seni seven ben.
Tenha bir cümlenin öznesi gibiyim.Yüklerim yükleminde.Arasözlerimiz
Hediye edildiğin bu gönül kirletilemez.Başkalaşamaz yüreğimdeki simya.Sen Hüsn….
-Aşkın simyasını arayan Aşk ….Benim.
Algı atıma bindim. Açık denizlerini aştım.Bilinmezliğin şifrelerini söyledi hataların cadısı. Kutsi bir yaranın solunda yolunun bin yolu bir yola bıraktı.
-Bir’in birinde saklısın.Biri böldüm, yarim kaldın Elnaz…

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 13.1.2013 00:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan