I.
az önce baktım daha.
sarılacak kimse yok.
bütün kucaklar ölü ele geçirilmiş olay yerinde.
affet! içimdeki iyi
meydanlar; özgür bırakılmış akıntı.
uğranılmamış evler gibi bakan yarı insanlar
unutuş görevini yerine getirmiyor
bitmek bilmiyor eğilimlerin doyurulması
nesnelerin düşüşünü rapor eden nöbetçi bozkır
örgütlü çürümeyi araştıran görünmez öğrenciler
tabutun içinde yaşayan utanç duygusu
her köşe başında derinlik yasaklayıcıları
bütün geçersizlikleriyle el sallayan masalcılar
yılanların tanrısını taşıyan arabacılar
affet! içimdeki deli
kafamın içinden dışarı çıktım. o kusmalar semtine.
devam ediyordu birleşik maskeler oyunu
şapkasından yeni yasalar çıkarıyordu mösyö burjuvazi
susmanın onur konuğuydu kalıcı karanlık
kenarda tek başına etkisiz sloganlar sığınağı
ve lagarlara akan “işçisiz devrim fikrinin gözyaşları”
çünkü gözün görebildiği her yeri kaplamıştı
alkış üstüne alkış alan “koyunların göğe çıkış merasimi”
sordum eskimiş kıyılar toplayıcısına:
boğuluşun ustalığı kaçta kapanıyor?
yaklaştı birikmiş dehşetiyle çağından tiksinen bir huzursuz
seslendi kulağıma tecrübeli ağzıyla:
“kuşları seviyorlar ama kuşların anlamlarını sevmiyorlar”
şimdi ne yazsam, ne söylesem
kelimeler yeryüzüne ait olmaktan kurtulamayacak
bütün anlamların ölü ele geçirildiği kütüphaneler
yalnızlık kaç sayfadır!
az önce yeniden baktım dışlanmış düşünceler alanına
her yer kupkuru. boşluk sanatı. konuşacak kimse yok.
bütün fikirler yakalanıp yüz üstü yere yatırılmış
bütün yağmurlar ve bütün sevgililer iptal edilmiş
affet! İçimdeki ev
sonsuz sessizliğin altından geçiyorduk benliğin öldüğü gün
yapay ışıkların mahvettiği toplumlar
bulantı kulübünden yükselen korkunç kahkahalar
gücünü yalanlardan alan kavram dolandırıcıları
zevkin tecrübesiyle kendinden geçmiş sıcaklık hırsızları
ödüllü korku sezonu ve yapay tanrıçalar sokağı
yenilmiş miydik gene!
ama hissediyorum beyazın inadıyla bizi bekliyor resimler dağı
doğumdan ölüme seyahatin kardeşliği
kurulmayı bekleyen düşsel mevsimler uygarlığı
bir müzik meleğinin saçtığı huzur molekülleri
az önce son kez dışarı baktığımda gördüm
eklenen küllere inat, kucaklaşmak için bekliyordu
“evrenden vazgeçmek yok” adında bir gülümseme taburu
(Ağustos 2016)
Kayıt Tarihi : 1.6.2017 12:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
az önce baktım daha. sarılacak kimse yok. bütün kucaklar ölü ele geçirilmiş olay yerinde.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!