masal kentin öteki kıyılarında
hantal sözcükleri ağzıma dayadım
bulanık belleğim ayrıldı dilimden
biçimsiz bir
sarmaşıkla göğü
sardım
çiy damlası düştü çocuk ellerime
kanatlara hasret
siyah tırtıllı celladınla sardın
sarmaladın
esnek yanlarımı
yenik zamanın ıslak çimlerinde
baktıkça değişen görkemli yüzünü
en ince ayrıntısına kadar ezberledim
dilini şişiren
kırk bacağımla
sırtını ova ova
kuruttum kökünü
……………………………………………..
tenha köşelerin
marjinal
didişmelerinde
terbiyelenmiş gözlerine baka baka
olur muydu bırakıp gitmek
saçaklardan asit damlarken
mermer sakalım zifte bulandı
korkak adam
telaşıyla
bir
kuytuluk bulsam
yine ağlayabilirim
…………………………………………………
alnımdaki betonlaşmış çizgileri
okuyabilseydim
sıyrılıp giderdim
gergefinden
uzun ve geniş
boynuzlar büyütürken
bulanarak üşüdük
aynı fısıltılarla
sindik
iki çınar arasına
iğrendik birbirimizden
iğrendikçe daha çok sarıldık
sarıldıkça daha çok
ısındık
karabasan bataklıkta
fokurdayan damarlarımızla
tepindik durduk
toprağın derinine
saplandı maskemiz
ifşa edilmiş örtülü bir korkuyla
baş açık yalın ayak
mezar taşlarımızı diktik
bir yudum suyla
kendi ölülerimizi yedik
filizlenip büyüdü
pişmanlığımız
…………………………………….
aforoz edilmeyi bekleyen
militan çocuk
sislerin ardında
saklanma
küf kokulu yüzüne sürdüğün ruh
batı parkı boyladı
şimdi böğrünü dele dele
geberebilirsin
İlyas alagöz
İlyas AlagözKayıt Tarihi : 25.4.2009 09:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!