Kızıla bürünmüş uzaklar, neden? !
Dedemdi burayı, imar eden;
Yerler öyle temiz, ful kokusunda,
Pembemsi gövermiş, her yamacında;
Kurduğum hayalin, hep özlemi var...
İşte bu yerin de bir hadimi var! ..
Düşerse fentlere, bir gün rindimiz,
Yapışır yüzüne, sanki bir remiz! ..
Şu meskun yerdeki pembeli nigâr,
O gün sona kalan, yetim yadigâr,
Bakındım etrafa, tanıdık kim var? ..
Daha göreceğim, pek çok işim var...
Olur mu bu yerler, birden tertemiz,
Silinir mi tenimdeki bu remiz? !
İşte yine delindi yüreğimiz;
Ümidimiz, kendini aşanlarda! ..
Bir zamanlar, demirdi sözlerimiz;
Emir, demiri kesip biçerdi!
Aşılmaz müşkül yolu cetlerimiz,
Toz duman edip düpedüz geçerdi! ..
Hayalinle öpüştü gözlerimiz,
Dürülüp de sarıldı defterimiz,
Neden ki neden sürçtü dillerimiz;
Bizi saran, onulmaz dertlerimiz! ..
Sakın menhus yerde, kalmayın darda,
Fecrin doğuşuyla bekleyin orda,
Geç ferşi durmadan, hatta Arş'ı da!
Yeter ki kendine, bul bul bir remiz! ..
(20.03.2003 - Adana)
Arif TatarKayıt Tarihi : 3.6.2008 23:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tarihi bir olaya dayanır... Osmanlının son yıllarında buna benzer olaylar çok yaşandı... Günümüzde de her an yaşanması mümkündür... Bundan dolayı geçmiştekiyle günümüzdekini şiirsi, manevi ölçüler ve uyarıcı telkinler katarak farklılık kazandırdım. O zamanın güçlüklerini hep büyüklerimizden olduğunca dinledim. Çukurova'da kaçkaç olayı apayrı bir konudur... Bunun ayrıca üzerinde durulması gerekmektedir.
Ümidimiz, kendini aşanlarda! ..
Bir zamanlar, demirdi sözlerimiz;
Emir, demiri kesip biçerdi!
Aşılmaz müşkül yolu cetlerimiz,
Toz duman edip düpedüz geçerdi! ..
-----Arif hocam bu gün okuduğum en güzel şiirlerden biri kutlarım saygılar sunaRIM .
TÜM YORUMLAR (31)