_1_
Küçük bir topu karşındakine atıyorsun,
karşındaki de sana atıyor.
Sen topu karşıdakine atıyorsun
karşındaki sana atıyor.
Sen ona atıyorsun o sana atıyor.
Atıyorsun atıyor.
Atıyor atıyosun.
Böylelikle bir spor! etkinliği gerçekleşmiş oluyor.
Dikkat!
Rakibiyle arasında,
havada gidip gelen bu hızlı 'top'a odaklanıyor
sadece sporcular. Tüm bedensel işlevleri o 'hıza'
erme çabasında.
Bu yuvarlak nesne, 'top'
boyut, ağırlık, hammaddesel,
renk, desen, amaç, isim
değişiklikleriyle farklı sayısız etkinlikte
kullanılmak üzere icat edilmiş.
Top.
En küçüğünden en büyüğüne,
Büyüğümüzden küçüğümüze,
Mücadele et ve eğlen;
Eğlen ve savaş;
Savaş ve yok et;
Yoketme! eğlen!
tarzı en kapsamlı cihazımız.
Top merkezli bir tasavvurla bakılınca,
İnsanlığın Tarihi, bize ne ifade ediyor?
_2_
şu kelimeler de ne denli bilinçli
mıknatıs gibi çekiyor birbirini
cemaziyelevvel'in dibi ileri! 'nin köküne kadar,
ara konak: 'şimdi'.
cehennemi deprem, terör, enflasyon, sel ve açlık ve kanserler, kovit ve varyasyonları ve yapay zeka ve kıran kırana... savaş... (hayır, spor!)
oh be! ne mutluyum ...
diye düşünmek zor;
sağ olmak, varlığını, canlılığını, hayatının keyfini sürmek-sürdürmek, endişesiz, sıkıntısız, hoşça vakit geçirmek, duyarak ve hissederek devam etmek yaşamaya: Fevkalade!
sanırsın ki bir düşteyiz, baştakiler karabasan, açılacak gözler, uyanacağız ve bitecekler... ve yaşamak: hâlâ mı... spor?
görebilir miyiz bilemiyoruz,
belki o da tek şans, henüz ölmemişsek yine anca rüyamızda... : durum bu.
duyum şu: yaşamak, (spor) tamam, güzel okey!
sorum: tüm bu durumlara rağmen duyumumuz hep aynı, hâlâ bize fevkalâde güzel gelebiliyor yaşam;
ya! tamam, yaşamak harikulade güzel (spor), okey!
bak ne kadar hoş,
güneşli, ılık bir sabaha uyanmışız,
en azından bugün,
en azından haritanın burasında,
diyebiliyoruz, ama acaba 'güzel' nedir,
onu mu bilmiyoruz?
'fevkalade ve harikulade bükük' bir güzel anlayışımız var gibi.
_3_
aa! bükük de güzeldir! neden olmasın. büküğe laf ettirmem, tekdüze ve sıkıcı değil en azından,
en sevdiğim. ya da.
güdüsel olarak ağır basan temel dürtümüz yaşamak olduğundan, çarpık çurpuk da zihnen güzel'e eş bir algı yaratıyor, ne yalan söyleyeyim.
sözün aslı 'yaşamak iyi'dir' mi olmalı sanki, en yalınından, yaşamak iyi'dir ya! herşeye rağmen.
iyi =\ eşittir güzel'e ya hani... ama herşey hâlâ aynı (spor)! çarpık çurpuk bükük. aynı eşittir 'kötü' = 'çirkin' ve yaşamak hâlâ İyi Smaç! Güzel Maç!
E, bu da saçma.
amaan Merih! ne diyosun?
o kötü bu çirkin,
ölelim mi yani?
Hah!
o ölüyor, bu ölüyor, şu ölüyor,
sorun yok...
o öldürüyor, bu öldürüyor, şu öldürüyor,
hiç sorun yok...
yine öldürüyor, yine ölüyor,
yine sorun yok.
ama yaşamak hâlâ güzel, ve -yani iyi... yani-
en kötüsü,
en çirkini,
onulmazı,
dayanılmazı,
çekilmezi,
en kahredici ne var ne yoksa onunla bile,
cehennemi olanı bile yaşamak, 'güzel'
yani 'iyi' bir spor mu?
tamam o zaman ya!
veryansın,
oynayalım gitsin!
bak! ne güzel, güneşli bir güne uyanmışız,
en azından 'şimdilik'!
en azından haritanın burasında!
at topu, aynen devam!
şimdi bu kort'dayız ya
mağlup olmanın ıstırap'ı da güzel!
Kayıt Tarihi : 9.1.2024 01:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!