Yine bağırıp çağırıyordu insanlar.
Bir şeyler yankılanıyordu geçmişe dair.
Bir çocuk doğacaktı, belli ki sancılı.
Romanya’da 1990 yılının ilkbaharında.
Bir devirim tasını toprağını alıp kaçarken,
Yeniden bir devirim yaşanıyordu bu topraklarda.
Ve bir toplantı erteleniyordu;
Mayıstan Eylüle, Cluj Napoca’da.
Bir Eylül akşamı vardık Bükreş’e, üç arkadaş.
İnsanlar gördük mahşer yaşamış, gözlerinde yaş ve telaş.
Oymalar yapılmıştı sanki mermi izlerinden binalara.
Ve süsler vardı kardeş kanından tüm duvarlarda.
İnsanlar ürkek, insanlar perişan, insanlar yorgun.
Adanmış mum islerinden duvarlar kara, duvarlar solgun.
Doların göbeği karaborsada oldukça şişkin.
Belli ki birilerinin cüzdanı yine dolgun.
Kurşunlanmış duvarlarıyla delik deşik Athena Palas.
İçinde hiçbir şey yaşanmamışçasına neşeli bir yas.
Kumar makineleri, güzel kadınlar her şey renkli.
İnsanlar yorgun dışarıda, içerde yine birileri zevkli.
“Work, work, work no money” diyordu taksici,
Eski ve yeni zamanları anlatıyordu bir eskici.
Belli ki “ insanoğlunun sahip olma duygusu ”,
Engel tanımadan yine, her şeyi alt ediyordu.
(Bizim Külliye, 2010)
Süleyman DaşdağKayıt Tarihi : 16.12.2010 16:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!