Giymişsin üstüne ateşten gömlek
Söndüremez kimse gayrı bu harı
Nafile çırpınma tutuşmuş çömlek
Yel vurdukça göğü alır buhar'ı
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
Devamını Oku
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
TESTİ KEBABI
Her nedense bu şiir bana Yozgat’ın meşhur testi kebabını hatırlattı. Yaz, kış fark etmez, her zaman Çamlığında ağız tadıyla yenilir, testi kebabı.
Testinin içi gerekli malzemelerle doldurulup ağzı hamurla kapatıldıktan sonra ateşin içine konulur. Sonra da etrafına közler yerleştirilir ve ağır ağır pişmesi sağlanır. En sonunda da testi, erbabınca kırılır ve afiyetle yenilir.
Kebap olmak için ateş giymeli.
Nefis ve nefes bu yolda kararlıysa, dönüş olmaz.
Testini ağzındaki hamur serçe parmağıyla ufacık delinir ki, buharı patlatmasın. Gerek pişerken, gerekse piştikten sonraki buharının yaydığı koku… “Öf be!” dedirtir insana. Kokusu Çamlığa yayılır. Canı çekmeyen kalmaz…
O muhteşem koku sarmışsa göğü, gönül o kukudan uzak duramaz…
Güzel bir cinas şiiri olmuş, değerli Bülent Bey kardeşim.
Kalemine sağlık.
Sağlıcakla…
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta