Bugünsüz ve Yarınsızlar - Garib Çoban

Engin Demirci
941

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Bugünsüz ve Yarınsızlar - Garib Çoban

Bugünsüz ve Yarınsızlar - Garib Çoban

Duygusal olarak zayıf bir haldeyim,
B/öyle olunca kendimi çok b-aşka hassas ve kolay manipüle edilebilir hissediyorum.
Seni seven biri için savaşmakla, birisinin seni sevmesi için savaşmak arasında çok büyük bir fark var.
Ama kendimi, aşka da kapatmak da istemiyorum.
Çok az insan nasıl düşüneceğini biliyor.
Ama herkes fikir sahibi olmak istiyor.
Bir aşkı inşa etmek için Mühendis olmanıza.
Onu savunmak için Avukat ya da onu kurtarmak için Doktor olmanıza gerek yok.
Bunu korumak için samimi olmanız gerekir.
Birini sevmek, onu kendi incinme yeteneğinizden korumaktır.
Zira bana yaşadığımı hissettiren bir tek aşk var.

Sonbahar rüzgarı yanaklarımı hafifçe okşuyor.
Kendimi savrulan yapraklar arasında kaybolmuş hissetmiyorum.çi
Sadece içimdeki denizin nerede bittiğini bilmiyorum ve bazen boğuluyorum.
Sonbahar hayatının sessizliğinde, küçük mutluluk anlarının tadını çıkaralım.
Samimi bir kucaklama kaç Eylüle yetecek sıcaklığı verir.
Kırıldığında her şey ses çıkarmaz.
Bazen hayatta denizin sakinliğine ve dalgalarının gücüne sahip olmak gerekir.
En mutlak sessizlikte tamamen yıkılanlar da var.

Ay ışığının aydınlattığı bir gecenin sessizliğinde.
Saf bir kalp yansıtır, gölgeler bile lekesiz kalır.
Benden nefret et ya da beni sev, ikisi de benim lehime.
Eğer beni seversen her zaman kalbinde olurum.
Eğer benden nefret edersen, her zaman aklında olacağım.
Bütün güzide mektuplarımda kendini oku!..
Sen onlarda anlattığım özlemsin, sevgisin, arzusun.
Gecenin satır aralarında ruhunu öperken sessizliğimin sıcaklığını hisset.
B/akışlarıyla denizi parçalayan, sana bakıp baharlar yağdıran, sana bakıp ruhunun her köşesini çıplak bırakan kadınlar var.
Güneş doğdukça karanlık dağılıyor ve içimde yeni bir alev yanıyor.
Işık üzerime parlıyor, kalbim güçleniyor, ileriye doğru hareket ediyor.

Gerçek dışında benzeyen bir kişilik, doğaüstü bir k/adın.
Sen açıklanamayan bir gizemsin.
Aşktan uyanmak istemeyen bir şairin ilham perisisin.
Hayatımın Eylül tuvalindeki mükemmel çizgi sensin.
Büsbütün aşkın gerçekten akışı için kişi, bütün kişisel bariyerleri indirip savunmasız kalmalıdır.

Ama konfor alanındaki bu koruma halkası değil mi zihinden beklenen?..
Kiminle bir an olacağınızı, kiminle anı olacağınızı.
Ve kiminle sonsuz olacağınızı seçmeyi bilmelisiniz.
Hayat, sevgi sadeliğiyle, yaşam yolculuğuna yalnızca gerekli gönül bagajı taşıyarak çıkmaktan ibarettir.
Zihin güvenlik arar.
Eylül yüreğiyle uçar.
Ve gönül evimizi kuru yapraklarla giydiriyorsun.
Zihin incinmekten korkar.
Keşke her kötülüğün bir suçlusu olsaydı.

İnsanın duyarlılığında o kadar derin ve gizli alanlar var ki.
Her şeyi incelemek amacıyla buralara girersek, oradan o kadar çabuk çıkamama tehlikesi var.
Zihin korunmak ister.
Güneş beni iyileştirir şems vakti.
Ama teheccüt vakti Ay beni hisseder.
Sonbaharda binlerce anın bahçesi, temelleri havada olan uzun soluklu bir şiir.
Yani her nefeste beni büyülüyor, baştan çıkarıyor ve ele geçiriyor.
Öyle yaşamalıyız ki zamanla mekan sevgisini kazanmalı, geleceğin sesini duymalıyız.
İşte bu yüzden zihin sevemez.

Teheccüt vakti, O güzelliğe dokunulamaz.
Seni düşünüyorum ve heyecanlanıyorum.
Aşk Eylülde köşede, zor olan hangi sokak arasındaki savrulan yaprakta olduğunu bilmek isterdim.
Ama belki de güzelliğinin gerçek işareti tam da bu şems vakti kırılganlıktır.
Zihin sadece hapsedebilir.
Hayat baş döndürücü ve her gün cesaret etmek zorundasın.

Bu hayat her şeyi öğretir, öğrenirsen göreceksin.
İşte sihir!..
Eylül onun silüeti.
Rüzgârın çizdiği çizgiler ipek iplikler kadar narin.
Her d/okunuşta kaybolan bir kırılganlık taşıyor.
Onun varlığı bir şiir kıtası gibidir.
Okyanus kuruduğunda seni sevmeyi bırakacağım.
Sonbaharda ağaçların yaprakları dökülmeyi bıraktığında.
Ve güneş her günbatımında ölmeyi bıraktığında.
Şiir seni sevmeyi bıraktığında.
Ve kalbim seni bu kadar sevmekten atmayı bıraktığında, ben de seni sevmeyi bırakacağım.

Sınırlar ve dar alanda kendini gözetir.
Ama sebepsiz sonuçsuz, rotasız, beklentisiz dahası korkusuz olan aşk gerçek olduğunda.
Her şeyinizi kaybettiğinizi düşünüyorsanız!..
Ağaçların her yıl yapraklarını döktüklerini.
Ama dik durduklarını ve gelecek güzel günleri beklediklerini unutmayın.

Özlediğim ölüler var.
Bir de yüzünü görmek istemediğim diriler.
Aşk, Şems’in Mevlana’yı yuttuğu gibi zihnin güvensizliklerini yutar.
Kaybolmak gibi uçsuz bir okyanusta, Tabduk Emrem, Yunus misali.
Dünyanın cenneti gönül rahatlığıdır.
Kaderimiz hiçbir zaman bir yer değil, olaylara yeni bir bakış açısıdır.
Eğer yapabilseydik acıyı bir zarfa koymak iyi olurdu.
Ve onu gönderene iade et.
Okyanusta kaybolmak, dört duvardan kurtulmaktır.

Ey Garib Çoban, bazen hayat Vahy'in kesildiği zaman gibidir.
Sadece her şey vaktini bekliyor.
Ben birisiyim.
Ben benim.
Ben ben olmayı seviyorum.
Karşılıksız sevip ahiretliğini bulamayanlar kendini yönetmeyi bilmeyenler, sürekli tapınacak bir dünyalık put yaratırlar.
En çok sevdiğin kişi sana bir daha asla böyle sevmemeyi öğretecek.

Bazen bizi düzeltecek birine ihtiyacımız olmaz.
Ve güneş bir adım geri çekildi, yapraklar uykuya daldı ve sonbahar uyandı.şimdi uyanma zamanı bize geldi.
Bazen biz kendimizi düzeltirken sadece bizi sevecek birine ihtiyaç duyarız.
Ve kimsenin beni biri yapmasına ihtiyacım yok.
Engin minik kalbin üzülmesin.
Kırk dert, kırk düğüm olsa; bir inşirâh hepsini çözmeye yeter.
Ama arkasından gelen ilk ayet şöyledir!…
Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı da.
Deliler Şeyhime, şimdi ne olacak?… dedim!.
Huuu Allah neyi murad ediyorsa o olacak.
Telâşa lüzum yok, vesselam.
(Y.ed - Biz Bu Dünyaya Niçin Geldik Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 24.9.2024 19:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ağzından soğan kokusu gelmekte!.. Sen misk anlatmaktasın, yaşamadan ahkâm kesme. Hz. Pir Mevlâna k.s.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    "Var olan" ile
    Hayal edilen aynı şey ise,
    Bu samimiyettir...

    Değilse,
    "Menkıbe..."

    Savaş,
    Kendini yenmekle
    Sonra da o yendiğini sevdiğine sunmakla alakalıdır
    Konu aşk ise...

    Doluydu yine
    Tebrikler Engin Bey...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Engin Demirci