Dünyamızda yalnızlıktan korkmak yoktu.Yalnız bırakmak da yoktu.Bütün bunlara ağıtlarımızı yazdık gelemedin yuğ şölenlerime...
Yalnızlıktan korkmak aşk denizimizdeki tüketici balıklara benzer ki biz Yunus haldeyiz olamazdı. Anlarımızın gümüşlerini kaybettiğimiz ilk yüzüğüne benzer.
Ki ben sana temiz gelmiş bir bülbülün gülünü aradığı dikensiz ve sensiz etiklerin etiketiyim.
“Ahlaksız-olan, “yaşam-içinde ve onun parçası olan insan denilenin değil” “ahlakın/tüzenin- kendisidir…”
Küçücük olmuş yatılarınla tutkusal yatırlarıma geliyorsun,kutsi aşk ağacıma batıl inanç da olsa beyaz ve kırmızı bezini bağlıyorsun.Oracıkta ağlıyorsun.Güzyaşı güzeli olarak kalakalıyorsun ömre şifresiz gelişlerimde.Her damlası bende bir ömür çalan ağlamalarına hangi kalbim dayanacak düşündün mü? Sözlerin gündüz bile olmadığı kadar gece.Alt ve üst dudakların bir saniyeliğine dudaklarımı kapatıyor.Bunun ne kadar süreceğini sen karar verme ki anlarımız anılara ayna olsun
Çivilenmiş gözbebeklerin yer değiştirdi göz kaçmalarımdan pencereden bile bakışlarımı kıskanmanı özledim duyuyor musun? Balkondan geçen güzeller el sallıyor o yoksa biz senin varsıllarına hemen göçelim.daha yakına,çok içten aydınlık bir aşk doğru doğrularım sıralanır.Aynı doğrunun artılarında bir açımız oluştu seni eksi tabloda göremem ki.Bu yüzden baş kaldıran özlemlere şunu anlatamadım meğer sevmekmiş baş kaldırılışlar.
Bu kadar kusursuz bir beyazlığı olan tutkularımız neden bitebilir ki?
Aşkımızın yarattığı ilk beyaz bu olmalı ki kararan dünyanda beyazlarımı kara lekeler bıraktım.Vicdanım delik deşik,umutlarım perme perişanlara perde. Özlemin üstündeki bu simetrik ışık kabul edilemeyecek,görülemeyecek,tutulmayacak kadar karaları aydınlatmalı ki yoksun hala da yoksun yoksun işte yok… dedik. Gelinlik gibi değil ki beyazların,ayazıma kaçırdığın gidiş lekelerini hangi deterjan temizler ki deternist edenlerimin sonları aynıyken.Beyaz olan hiçbir şey gibi değil tutkunlarımız.Saatlerce,izledim.hiçbir şey düşünmeden beyazlığın içinde gördüm.Beyaz değildi aslında beyaz diye bir renk yok ki.Ana renk değil ki beyaz keşke siyahlarımız olsaydı biraz.Şimdi beyaz özlemler üstüne kapkara gidişlerine giyinik olmamın şıklığını yaşıyorum. İmaj maykırım bu dertle bu renk, bu özlemle bu beklemek gitmiyor birbirine.
Söyler misin? Bu uyumsuz dünyamın uydusunu bulmam da yardımcı olmayacak mısın? Bu dert beni adam etti, bu aşk bende büyük aşklar oluşturdu.Bitiyor,gidiyor beyazlık,ağla kalbim sen ağla içimde ağla ki duymasın kimseler.Gitmesin,gidemez ki aşk lekesi.Bu beyazlığın üstüne ihanet lekesi düşmüş. Acılar, gözyaşları, öçler başka renkte bakıyor.
Bugün yeniden sana başlamış gibiyim. Sanki bir ömür unutmuştum uyuyordum ve uyandım.Pencereden bakamadım aşk yalnızlığımın kırık zaman yok gibi gibilerime sarıldım,son fotoğrafına sarıldım.
Ve bir gün geleceğinle mutlu olmayı öğrenmiş gibiyim.Mutlu olmayı ummanlarıma umman ederek
birkaç gözyaşı daha ekleyerek dalgalandırdım yaşadığımız her şeyi.Sen gittin; ama varlığın hep gelmelerimin mutluk güvercinlerinin gagası olarak derdimi kemiriyor bunu bil ve hep git..
Kayıt Tarihi : 27.1.2009 13:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/01/27/bugun-yeniden-sana-baslamis-gibiyim.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)