BUGÜN 2 TEMMUZ
O gün de Temmuz’un ikisiydi.
Erkenden kalkmışlardı uykularından.
MAYAKOVSKİ’nin bir şiirini anımsıyorum:
‘’Böyle saatlerde kalkarsa insan ancak,
Çağlara,tarihe ve tüm yaratıklara
Seslenmek için kalkar…’’diyordu.Sanki olanı biteni önceden biliyordu..
Onların uslarından geçen de buydu; evrene,tüm insanlığa sesleyeceklerdi SİVAS’tan.
Seslenemediler,seslendirmediler!
2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde köktendinciler,çıkardıkları yangınla 35 Can’a kıydılar:
Sustu bağlamalar…
Semahlar dönemedi...
Kitaplar ise bulaştı...
Öldürülmek için tek bir ortak yanı olması yetiyordu hepsinin:
- Aydın’dılar!
Yobazların çıkardığı bu yangın aslında barışa ve kardeşliğe,evrenselliğe,insancalığa,bilme ve sanata,laikliğe yönelikti.
Bir büyük kalkışma ve gözdağıydı.
Atatürk Aydınlanması’na ayar vermekti!
Gökleri,denizleri,Anadolu toprağını,yelimizi,selimizi; açlığımızı,tokluğumuzu,uykumuzu,susuzluğumuzu; türkülerimizi,aşklarımızı,bir dilim ekmeğimizi; hasretimizi,sılamızı….burnumuzdan getirdiler…
Kan kömüre dönüştü …
Ozan Güngör GENÇAY’a kulak verelim:
‘’Bir çığlık bile olamadı ölüm
Otuz dört can gökyüzüydü artık
Aşktı,çiçekti,yapraktılar…’’
Yirmi üç yıl ne çabuk geldi…
Emperyal güçlerin arzularını yerine getirmek için insanlarını yakan insanları yazdı bizim tarihimiz.Çoğumuz o günlerin tanıklarıyız.
‘DÜŞÜNÜYORUM,ÖYLEYSE VARIM! ’ diyen Descartes’e yanıt bir eylem şeklinde geldi:
‘DÜŞÜNÜYORLARSA EĞER,YAKIN! ’
Diri diri yakıldılar.
Ozan GENÇAY’a bir kez daha kulak verelim:
‘’
Onlar ki; kalemde,türküde sazdaydılar
Bitiş hüznünü bir yangının
Birbirlerinin gözleriyle soludular
Onlar ki adlarıydılar açık havaların
Gülleri,ateş üstünden
Geleceğe taşıdılar…’’
Düşündükleri için yok edilen Madımak Şehitlerimizi anıyorum.
Katileri aramızda dolaşıyorlar …
Daha geçen gün İstanbul ATATÜRK HAVALİMANI’ndaydılar…Ondan önce ANKARA’daydılar.SURUÇ’ta gösterdiler kendilerini…Yurdumuzun değişik yerlerinde ayak izleri var,kanlı elleri var…
Onları lanetlemek bir işe yaramıyor!
Sivas'ı unutmuyoruz unutmaya da!
Bir şey gelmiyor elimizden...
ikitemmuzikibinonaltı
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 2.7.2016 10:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Oyunu oynayanlar ile yazanlar arasında bir nevi alışveriş... 'Senaryo karşılığında bir teneke benzin!'
Sen yak, sonra ödeşiriz!
Az altımızda kaynıyor o döktüğünden.. Musluklarını biraz da size çeviririz!
Ama sakın unutmayın.. Eline silah verdiklerimiz ile, sakallarını uzattıklarımız birbirinin işine karışmasın! Karıştırmasınlar mekanı ..
Yakanlar camiden çıksın..
Kurşuna dizilecek olanlar ise camiye girsin!
Sivas Madımak'a karşılık, Erzurum Başbağlar!
Maksat hasıl olsun, 'kansız ölüme kanla misilleme!'
Bu kadar olur aymazlık...
Bir ülke ancak bu kadar oynatır kendisiyle..
Kara elleri ile ortalıkta dolaşanları nefretle kınıyorum Necdet..
Değerli bir düşün yazısıydı. Güne yakışıyordu. Vefa örneğiydi. Teşekkürler öğretmenim.Yürek sesime tercüman olmuşsunuz...
TÜM YORUMLAR (3)