yol boyunca
yeşilin egemen olduğu
nefis renk armonisinden
müthiş
gelincik ve papatya senfonisinden sonra
bir yıl önce yaşamların karardığı
acının başkentine
kara rengin hakimiyetine
yediden yetmiş yediye
her rengin
mesleğin
cinsiyetin
öğrencinin,emeklinin
işçinin,siyasinin
dayanışma ihtiyacı duyan
yaşam hakkını savunan
umuda sarılanın akın ettiği
feryadı dünyanın dört bir yanından duyulup
yanı başındaki yöneten aymazlarca
iş cinayetinin katillerince
soyguncular
hortumcular
taşeronlarca duyulmayan
bir avuç kömür için
bir ömrün
üç yüz birlerce canın verildiği
acıların dipdiri taptaze olduğu
gözyaşlarının hemüz kurumadığı
Soma’ya geldik
burada
en çok da
durmaksızın
iki göz iki çeşme ağlayan
bir yandan da
bizlere el sallayan teyzem
balkonlara pencerelere koşanları
yollara douşanları
madenciler adına konuşan
yüreği yanık annenin
yüreğimizi yakan isyanı
babası yaşasaydı elinden tutup
burada olacak çocukları
ayni yazgıya paylaşan
Zonguldak’tan kalkıp Soma’ta
sınıf dayanışması için gelip
biz ölmek istemiyoruz diye bağıran
şanlı ve onurlu maden işçileri
ilk kez gördüğüm
kara bahtları rengindeki balonların
gökyüzüne salınışı
nazlı nazlı
acı ve üzüntüyle karışık
semada kayboluşlarıydı
belleklerimize kazınan
16 Mayıs 2015
Necdet UçanKayıt Tarihi : 16.5.2015 20:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!