Bugün (düet) Şiiri - Murat Ülkü

Murat Ülkü
1237

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Bugün (düet)

DÜET

Bugün cam kırıkları batıyor içime,
Gözlerin sanki yeminini bozmuş.
Oysa her sabah, seninle uyanmak var,
Kutsaldı, penceremden süzülen ilk ışık kadar...

O kırıklar, içimde yüzdüğüm bir deniz,
Yeminim bozulmadı, ruhum yorgun sadece.
Oysa ben, o sabahların ışıltısını arıyorum,
Işık benim penceremde, ama sen göremiyorsun.

Sende bir hâller sevdiğim,
Gülüşün bir sis perdesi arkasında, kayıp.
Hani o çocukça, umarsız mutluluk?
Şimdi bir yabancının duruşu kadar soğuk...

Evet, bende bir hâl var, seni yakmasın diye,
Bu sis perdesi, kalbimdeki yangının dumanı.
O çocukça mutluluk, şimdi bir yük omuzlarımda,
Soğuk duruşum, gitme diye tutunduğum duvarım.

Ellerin, buzdan bir kavga fısıltısı,
Tutsam dağılacak, tutsam incenecek sanki,
Oysa ben, unuttum seninle tüm gidişleri,
Sana sığınmıştım, son sığınılacak limanım bilmiştim seni..

O buz, senin şefkatinle erimemek için direnç,
Dağılırsa, benden kalan ne varsa hepsi bitecek.
Biliyorum, limanın sendin, ama deniz çalkantılı,
Sığındığın limanı, şimdi ben de bulamıyorum ki...

Sende bir hâller sevdiğim,
Daha önce hiç duymadığım bir sessizlik bu.
Kelimelerin bittiği yerde duruyorsun,
Beni, yaşanmış her şeyden uzağa itiyorsun.

Bu sessizlik, kelimelerden daha büyük bir çığlık,
Tüm sözler, şimdi sana acı vermekten korkuyor.
Evet, durduğum yer, yolun sonu, bir eşik,
Seni uzağa itmem, inan seni korumak için.

Ve ben, o en özel anları,
Şimdi birer zehirli ok gibi taşıyorum kalbimde.
O 'ilk ışık' dediğin günler bile,
Kör bir bıçakla kesilmiş bir yara şimdi.

Biliyorum, her hatıra şimdi keskin bir sızı,
O ilk ışık, gölgelerden saklı bir hataydı belki.
Ama o anlar, zehirli değil, sadece ağır bir miras,
Bıçağın kestiği, ikimizin de ortak yâresi.

Oysa sende annemin şefkatini arayan bendim,
Sana bakınca 'cennet'i görürdü gözlerim.
Şimdi o gözlerde deli bir fırtına kopuyor,
Ve o fırtına, beni aşk denen haritadan siliyor.

O şefkati, o cenneti ben de sana sunmak isterdim,
Ama fırtına, önce benim içimde koptu.
Sana bakınca kendini unutan biriyim,
O haritayı siliyorum, çünkü ben artık yönümü kaybettim.

Sende bir hâller sevdiğim,
Gözlerin okyanus, ama ruhumu boğuyor.
Ben üşüdükce, dalgaların kıyıma vuruyor,
Issız bir adada tek başıma bırakılıyorum.

Bu okyanus, senin sandığın gibi sonsuz değil,
Benim boğulma korkum, ruhunu sarıyor.
Dalgalar sana vuruyor, çünkü kıyıya çıkmak istiyor,
Tek başınalık, ikimiz için de bir zorunluluk şimdi.

Hayır! Susma! Bu kadar kolay olamaz!
O sözler, o yeminler, hepsi yalan sayılamaz,
Tüm gidişleri senle unutan ben,
Şimdi nasıl alışırım bu sonsuz boşluğa?

Susmak, bazen en dürüst cevaptır sevdiğim,
Sözler yalan değildi, ama dünya bizi zorladı.
Alışmak zordur, biliyorum, ama boşluk kaçınılmaz,
Bırak beni, bu yükü yalnız başıma taşıyayım.

Alışırsın deme bana, reddediyorum hoşcakal demeyi!
Çünkü sen, benim hikâyemin yarım kalan yanı.
Bırakmam o soğuk ellerini, her zaman tutacağım,
Sen benimsin, ve ben seni asla bırakmayacağım!

Reddetmek hakkın, bu vedayı kalbin kabul etmez,
Ama yarım kalan yan, şimdi bir bütün olmalı.
Tut beni, tut ki ellerin donmasın, ama anla,
Bırakmak, bazen sevginin en çaresiz hâli...

Sende bir hâller sevdiğim...
Bu sessizliğin, bizim sonumuz olamaz!
Çünkü benim için perde kapansa da, biliyorum,
Bu rüya, hiç bitmeyecek benim canım kadınım!

Bende bir hâl var, evet, bu yükü taşıyamamanın hâli,
Bu sessizlik, son değil, içimdeki gürültünün yansıması.
Perde kapandı, ve biliyorum, bu rüya hep sürecek,
Ama ben, uyanmak zorundayım, seni acıtmamak için.

Murat Ülkü
Kayıt Tarihi : 1.11.2025 17:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!