Gelir mevsim yağmurun geldiği gibi ince ince,
Kaldırımlar ıslanırken, yorgun düşer düşler,
Sessizliğin bir ışık gibi yayıldığı anın ortasındadır,
Yok yok bugün çöl yağmurları gibi bu kentin üzerine düşenler…
Vakit kendi içinde dolarken ipliğini,
Yaşam kalır kendi soluğunun rüzgârında…
Sanki göğsü çarpar durur çakıla,
Bugün çöl yağmurları gibi, bu kentin üzerine düşenler,
Hangi dala dokunsa kanadı kırık kuş gibi,
Güneş bugün iyice masumlaşmış, sanki
Fotoğrafı çekilen bir sokağın hüznünü andırıyor,
Bugün çöl yağmurları gibi, bu kentin üzerine düşenler…
Bazı vakitler gökyüzü ona doğru açılır,
Kalbini rahatlığa çağıran bir melek,
Açarak gidiyor gergin parmaklarını,
Bugün çöl yağmurları gibi, bu kentin üzerine düşenler…
Bir yangın etrafını sarıyor,
Harflerle dolu bir yazgıyı bozuyor,
Bir kentin kaderi düşüyor kendi ellerine,
Bugün çöl yağmurları gibi bu kentin üzerine düşenler…
Nice yangınlar düştü bu kentin üzerine,
Sırtındaki kamburdan düşecek gibi günler,
Yumuşak bir toprağa benzer üzerindeki güller,
Bugün çöl yağmurları gibi bu kentin üzerine düşenler...
Kayıt Tarihi : 30.4.2013 09:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!