Bugün ayın onbeşi,
Bankamatiklerin önünde,
Maaş kuyruğunda hepsi.
Ama akıllarında binbir soru.
Yaşıyorlar maaş sendromu.
Daha bir hafta önceden başlamış asabilik,
Büyük kız ayakkabı ister,eşi terlik.
Nasıl alsın?
Cebinde kalmıyorki metelik.
Ev kirası,telefon,elektrik,su parası,
Azar azar atılır kömürler,ısıtmaz sobası.
Çocukların servisi,
Kadının yağı,tuzu,çayı,şekeri,
Öde öde bitmez,esnafa taksitleri.
Eksildikçe banknotlar,
Yüreklerinde derin bir sızı başlar.
Çocuklara çaktırmaz,için için ağlar,
Çözümü tüketici kredilerinde,
Kredi kartlarında arar.
Limiti yüksektir onların,
Harca harca bitmez,bulunur çarelerin,
Kamçısıdır borcu yiğidin.
Gelince ekstreler,kendini yer bitirirsin.
Yetiremezsin faturalara,
Ekmek banar yersin,
Yüz gram etin yağına,
Harçlık ister veremezsin çocuğuna,
Dayanırsın yinede,taş basarsın bağrına.
Bu çark hep böyle döner,
Birileri harcayamaz,testiyle toprağa gömer,
Uşağı olmuşuz bir yerlerin,verilmez ki değer,
Söyleyin dostlar!
Memurun çilesi ne zaman biter?
Kayıt Tarihi : 15.1.2004 21:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
hıfzı özbekmez
zafer zengin
EtnikA
Dillerinde
korkunun suskunluğu kol gezerdi.
Ne kadar da çoktular
Haykırsalar oysa,
her biri diğerine katarak sesini
olur muydu şimdi kader dedikleri
Bir gün çocukları gelecek
çaresi yok artık,
el ele toparlayacaklar
yağmalanan yaşamları.
Zamanın atlarına atlayacaklar
dörtnala! ..
Meydanları titretirken coşkuları
ne at sinekleri ne de kan emicileri kalacak.
Ve Yeniden Oluşum
bedenlerinden doğurduklarıyla
asıl böyle tamamlanacak. '
(16 temmuz 2002, Mersin)
TÜM YORUMLAR (7)