Bugün... Şiiri - Mustafa Çelebi

Bir sözüm vardır Erenler, söyleyeyim hemen bugün
Dinleyin yarenler beni, halden hale düştüm bugün

Nasihat edemem haşa, ilmim yok cahilem ben
Benzerim nadan ehline, ne olur halım bugün

Kelb rakibin sözlerine bir cevap verem desem
Lâl olmuş dillerim eyvah, sükûnet çöktü bugün

Bülbül gibi düşmüşem ben nazlı gülün aşkına
Pek çetin imiş nazları, yakar yüreğim bugün

Bir kapı açıldı girdim, ol bahçeyi vahdete
Sordum sorguladım kendim, kesretden geçtim bugün

Mecnun Leyla için düşmüş, gezer çölleri şimdi
Ne Mecnun'um, Ne Leyla'yım, yalnız gezerim bugün

İlahi bir aşk ver bana, yandıkça pek yanayım
Varsın yansın garip gönlüm, aşk ile pişsin bugün

Gör, Tabibler şaşa kaldı, derman bulunmaz eyvah
Hangi kapıyı çaldıksa, hep dertli bulduk bugün

Gah ağlarım gah inlerim, sessiz kendi köşemde
Yusuf kuyusuna düştüm, kervanlar geçmez bugün

Her ne beddua etsemde, ya ilahi ters çevir
Beni yardan ayıranlar, hep düşsün nara bugün

Bir biçareye benzerim, ruhum pek yetim kalmış
Kalû beladan ayrılmış, küser cihana bugün

Ey Çelebi nedir halin, şükret hakka kaldır elin
Zül-celalı vel-ikram'dır, çevirmez seni bugün

K-Ü-N

Nadan: bilgisiz, cahil, kaba
Kelb: şiddet, hırs, köpek
Lâl: dilsiz
Vahdet: teklik, birlik
Kesret: çokluk (Vahdetin zıddı)
Nar: ateş, cehennem, yakan, yakıcı, azab verici
Kalu Bela: Elestü birabbiküm, (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?) . Kalu Bela ise, (Evet,Sen bizim Rabbimizsin)

A'raf Suresi 172 Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: 'Rabbiniz değil miyim? ' Onlar: 'Evet,Sen bizim Rabbimizsin.' demişlerdi. Kıyamet günü, 'biz bundan habersizdik' demeyesiniz.