Buğulu Günaydınım Şiiri - Murat Nail Güney

Murat Nail Güney
679

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Buğulu Günaydınım

En soğuk günlerde yağdı yüreğime
En sıcak sağanak yağmurlar,
En koyu karanlık düşlerden
En aydınlık gülüşünle uyandım,
Sen ufuk çizgimde çıktın karşıma,
Ufkumu sen sandım…
Uğurladım en sinsi yalnızlığımı
Meçhul bir yere,
Uzak olsun yüreğimden sahte dostlar
Cümle defterleri kapatıyorum,
Kovuyorum başımdan herkesi, her şeyi,
Seni baş tacı yapıyorum…
Kısa bakışlarından uzun öyküler okudum,
Bir ömür bulamamıştım oysa
Bırakın hep bu halde kalayım,
Seviyorum hayatı buysa…

Hani sevgiler vardır
Uğruna ömür adanır ya,
Hani dostluklar vardır destanlaşan
Gönlümüze sığmayan, yaşanası,
Ne zamanı bellidir, ne mekânı,
Sanki iki dünya arası…
İşte öyle bir şey bu tarifsiz,
İsimsiz doğan, cisimsiz büyüyen,
Hoş geldin mutluluğum,
Buğulu günaydınım
Canımdan öte canım;
Hoş geldin sen…

Benzemiyor hüznüm siyaha,
Yaşamıyor içimde karanlık,
Kendimi kaybettim bulamıyorum gülüm,
Ben, sen oldum artık…
Bebek gözlerinde bütün ışıklar
Gözlerim kamaşarak bakıyorum,
Şiirler kesmiyor artık beni
Şarkılar kimin umurunda,
Tüm maziyi tavan arasına bırakıyorum…

Hiç cevap bulamadığım bir soru
Sevgiyi hak etmek için ne yapmalı insan,
Hangi yürek modunda ne kadar kalıp
Hangi kalıba sığmalı ufalıp?
Ya da hangi dağ kadar yükselip
Yıldızları kucaklamalı bulutları delip…
Hangi efkârla nara atıp
Dilek tutmalı gözlerini kapatıp,
Ardından dönüp arkasını
Ruhu şeytan, yüzü insanlara
İki satır yazmalı mı duvara?
İnsanlığın gerçek tapusu kimde,
Kaçıncı perdesinde hayat denilen oyunun
Karşıma çıkacak günün birinde?

Haydi, gülümse gülüm,
Unut seni unutup da unutamadıklarını,
Gözlerini en mor ufuklara dik,
Pamuk ellerinle kır çiçekleri topla,
En masum uykularında meleklerle uyu,
Bakma sen feleğin oyunbozanlığına
Onun zaten huyu bu…
Yorma gönlünü olur olmaza,
Sen ilham oldun gönlümde besteye, saza…
Haydi, aç artık kanatlarını güzel melek
Yerden göğe hakkın mutluluğu beklemek…

Ben gidiyorum hicran gözlüm,
Yaş dökme gözlerinden ardım sıra,
Kim akıl erdirdi zaten gönlümdeki sırra,
Kim sildi gözyaşlarımı elleriyle,
Hangi dağın dumanı sardı da başımı
Sakladı benden can yoldaşımı,
Hangi dileğim çıktı fallarda…
Zor gülüm, zor yalnız yüreğini
Kara gecelerde ay ışığıyla sarmak,
Sabır ister, emek ister, yürek ister
Sevgiliye varmak…

Adresini sorma son durağımın,
Nerde bir nefes sevgi çekebilirsen içine,
Ben gözlerinin önüne gelirim yine.
Efkârını sorma dertli başımın,
Bir tutam tuzu olurum belki günün birinde
Kim bilir sevgi aşının.
Son yolcu da elveda derse
Fırtınalara siper gönül limanına,
Son yeşil yaprağın da düşerse
Baharlara rağmen yere,
Ellerin yine üşürse
Temmuz sıcağında bile,
Bana bir selam gönder martılar ile…

07 Şubat 2010 Pazar Murat Nail Güney İstanbul

Murat Nail Güney
Kayıt Tarihi : 1.3.2010 01:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Murat Nail Güney