Buğulu aynalar, alev karası yaşamın içinde,
Yalnızlığın acısı yüreğimde hala! ....
Acılarla tutuşmuş kül olmuş,
Bu sis ormanında boy veren,
Yaşam ırmağının, nereye aktığını bilmeksizin
Yaşıyorum! ...
Sessiz, sakin, masmavi bir sabah,
Sanki düşler ülkesindeyim...
Bu kuşlar;
İlkyazın sürgün verdiği günlerde gelmişlerdi...
Kiraz dalında açan çiçek,
Ihlamur ağacının hüznü,
O aylar bile umutlarımı çoğaltmamıştı....
Sessiz, sakin, masmavi bir sabah,
Anlamını yitirmiş acılar aramıyorum bugün
Bir kadının çığlığını duyar gibi oluyorum,
Gittikçe çoğalan bir yalnızlık,
Bir hüzün yumağı
Biraz özlem
Bir sızı
Yoksun! ....
Gözlerimi kapıyorum,
Ömer Emecan ‘ın şiirleri geliyor aklıma
“Seviyorum İnsanları”
Bir gece yarısı Ablanın Yeri ‘nde
Senli günleri düşlüyorum...
Buğulu aynalar, alev karası yaşamın içinde,
Hep susacakmıyız! ...
Bu huysuz acı; ellerimizi dokundurtmuyor mor menekşelere,
Masmavi sabahlar bile umutlarımızı çoğaltmıyor artık! ...
Yaşamımızı delip geçen o dipsiz avuntular,
Gece; göğünde yıldızların pırıltısından bile habersiz,
Karanlık gölgeler kuşatmış etrafımızı,
Siz hiç hayatınızda;
“Bir karanfili yüreğinizin tam ortasına koydunuz mu? ”
“Ölümden daha güçlü; aşka ve sevgiye,
Bir gün olsun inandınız mı? ”
“Siz hiç aşık oldunuz mu? ”
Kocaali 26/06/2001
Kayıt Tarihi : 7.12.2001 23:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!