SANMA!
kaç yıl oldu bilmiyorum
senden geçen sözüm, nazım
hatırlayamadığıma göre
epeyce bir zaman olmuş
USULETLE VE SUHULETLE
“Usuletle ve suhuletle” derdi eski bir baş aktör
Ezber bozmaz dizilerin her bölümünde,
Naifti, hoştu, dillendikçe dinlendiren
Dinledikçe sakinleştiren.
ahenkli kalemiyle,
ezber bozan, sen
yattığı yerden,
kaçıp tozan, sen
incir çekirdeğine,
sirkatin yazan, sen
Dur be gülüm! Dur; hemen pes etme,
Düşün! Kaç günde kuruldu dünya?
Dur! Sakın ümitsizliğe, düşme!
Sabret; gerçekleşecek o rüya.
Bak! Ben senden daha mı rahatım?
YALNIZ
ayaklar çekildi mi sokaktan?
kaldın mı yine yapayalnız?
bir sen, bir de sen
terk eden sesler vefasız
Nerede kalmıştık demesem
Hatırladığım tada tuza
Çökmeli şimdi bu sofraya
Banıp ekmeği doya doya
Yeniden nefes alan sine
Şiir okuyorum, yazan samimi bir yürek ise
Yüreklemekle kalmayıp hayatı da küreklemişse
Has terazide tartıp, ipek tülbentte süzmüşse
Rumuzuna bakmadan, ben şiir okuyorum
SORGULARIM
yaşım var ortanın tam üstünde
üstüne üstlük, aynanın gerisinde
görünen simaya inat, yıllar yalancı
yaşıtlarım bana uzak ve yabancı
İşte yine geldi o suskun zamanlar
Hiç terketmeyecekmiş gibi arsız
Kelimeler ölümcül bir uykuda
Duruşum bir o kadar sönük, tutarsız
Bana bugünlerde bir lügat lazım
Bu ne gaflettir,
sabah evden çıkarken,
Pazartesi maskesini,
unutuvermişim
Kapıdan çıkıp hışımla,
tramvaya koşarken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!