13---bu Zulme Boynunu Büktüğün Yeter Şii ...

Yusuf Değirmenci 3
1685

ŞİİR


112

TAKİPÇİ

Vicdansızlar el ele vermişler
Anlamışlar sende cevher görmüşler
Direncini açlık ile kırmışlar
Bu zulme, boynunu büktüğün yeter!

Ey! emeğin simgesi köylülerim
Baş üstü olmalı emeğin, yerin

Tamamını Oku
  • Feyzullah Kırca
    Feyzullah Kırca 12.12.2010 - 20:11

    Kutlarım hemşerim selamlar

    Cevap Yaz
  • Mehmet Kındap
    Mehmet Kındap 12.12.2010 - 19:30

    Bir rus atasözü vardır Çekiç olmasını bilmiyorsan örs olursun diyor.Dünyanın kuralı Emekten ezilenden yana olabilmek erdemdir Güzel şiiri saygılarımla kutluyorum
    MEHMET KINDAP

    Cevap Yaz
  • Şerafettin Muş
    Şerafettin Muş 12.12.2010 - 19:26

    EMEĞİN DEĞERİNDEN UCUZ NE VAR BU ÜLKEDE EMEĞE DÜŞMAN OLANLARDAN MEDT UMMAK NAFİLE SNDİKALAR DERSEN ORTADA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLER İ DERSEN VARLIKLARI TARTIŞILR OLMUŞ VAY GELE DAR GLİRLİ İNSANLARIMIZIN HALİNE BU DURUMA İSYAN EDEN KALMİNİ KUTLUYORUM ELİNE SAĞLIK ÜSTADIM SAYGILARIMLA

    Cevap Yaz
  • Bahri Çelik
    Bahri Çelik 12.12.2010 - 15:06

    haklısın üstadım her zaman milletimizi oyuna getirmesini iyi biliyorlar hangisi gelirse gelsin hepsi aynı düzenin bir parçası
    tek yaptıkları kendi cepleri doldurmak güzel bir şiir okudum
    yüreğin dert görmesin hocam saygılarımla tam puan
    bende bir şiirimle eşlik ediyorum


    Tokat Vurdular Millete

    Sümme haşa hemde çok ileriye gittiler
    Halkımı hiçe sayarak terör estirdiler
    Geçim derdinde geleceğinden endişeli
    Kimi getirdiysek bir tokat vurdu millete

    İsyan ediyorum ankaraya anlamak zor
    Görülmüşü duyulmuşu varmı acizliğin
    Bunca açılımla azınlıklara sarılmak
    Kimi getirdiysek bir tokat vurdu millete

    Gelinde anadoluya ayak değil kulak verin
    Sorun işçimizden esnaftan memurdan birhal
    Geçinmek aç susuz gecelerde ağlayarak
    Kimi getirdiysek bir tokat vurdu millete

    Nerede güzel yönetimden mutlu olanlar
    Güya ilaç merhem dermandır biz diyenler
    Ülkem hasta kan ağlıyor hergün sayanizde
    Kimi getirdiysek bir tokat vurdu millete

    Sokakta her gördüğüm fert ağlıyor içinden
    Yüzü sararmış dalgın yarından umutsuzdur
    Biraz kırgınlık duyarsız kalan seçilmişe
    Kimi getirdiysek bir tokat vurdu millete

    Ne zor günler atlattı yıllardır sahipsizce
    Bilemedik uyutulduk yalanla her zaman
    Umut dediğimiz umutsuz çıktı haince
    Kimi getirdiysek bir tokat vurdu millete

    Tek isteği vardır çareler bulabilmektir
    Sorunlara dertlere birtek nebze olsada
    Her gittiği kapı makam yüzüne kapandı
    Kimi getirdiysek bir tokat vurdu millete

    Bahri Çelik


    Cevap Yaz
  • Zeynep Nilgün Gökçeöz
    Zeynep Nilgün Gökçeöz 12.12.2010 - 14:35

    Emeğin bir karşılığı olmazsa eğer yarın kula kulluk etmek mutlak olur.

    Kutluyorum yürek emeği geçen şiirinizi.

    Cevap Yaz
  • Mahmut Nazik
    Mahmut Nazik 12.12.2010 - 14:27

    BİR DIKIM EKMEKTİR, KURDU İT EDEN
    Çalıştığım bir köyde dişi köpeklere bakmıyorlardı. Ve günah diye öldürmüyorlardı da. Kış gelince büyük bir dert oluyordu. Çocuklara , köylüye saldırıyorlardı. Muhtara bunların çaresine bak desek günah hoca ben mermi vereyim sen öldür diyordu.. Biz de göze alamıyorduk, çünki köylünün inancına göre katillikle eş değerd. Bakın o zaman desek o da günah. Köpek pis.
    Kış gelince bu açlar ordusu kurtlaşıyor, gündüzleri köye inseler köylü dayak atıyor taşa tutuyor. Kurtlardan korunmak için ,sürü halinde köyün çevresinde dolaşıyorlardı dah çok.Kurtlardan kurtulabilenler yaza çıkıyordu. Fırsat bulurlarsa köyün koyunlarını çalıyorlardı. Ama köylü kurtların aldığını sanıyordu.
    Okul köyün dışında olduğu için en çok da bizim için tehlikeli oluyorlardı. Bize de saldırıyorlardı. Biz onlardan korunmak için hep yanımızda bir parka ekmek bulunduruyorduk.
    Öyle ya öğretmeniz; eğitimde Pavlof’un şartnanma konusunu biliyoruz. Her ekmek verişimizde ıslık çalıyor ondan sonar bir parça ekmek atıyorduk. Açlık ve hayatta kalma iç güdüsüyle o kadar şartlanmışlardı ki; bir ıslık çalsak , ağzından salyalar akan onlarca kopek geliyordu yanımıza. Zamanla bir sürü koruyucumuz oldu, ama biribirine düşmandı. Ve o bir parka ekmek için biribirine düşüyorlardı ve biribirini boğazlıyorlardı..
    Sonra, bir kış günü once bir çocuğu parçalyıp hastahanelik ettiler. Aynı gün bir yakın köyden gelen yaşlı bir amcayı parçaladılar. Admcağızın her tarafı diş yarasıydı. Bir ay hastahanede yattı.
    Kaymakama durumu anlattıp, dilekçe verdim. O da muhtara mermi gönderdi.
    Öldürülmesi için yazı çıkardı. Günah diye muhtar yine de öldürmedi, çünki kendisi köyde kalmadığından muhtar için bir tehlike oluşturmuyorlardı.. İşin içinde din vardı.Yok yere köyün gözünde katil olmamak için bizde bir şey yapamıyorduk...
    Bizi dost biliyorlardı. Gezmeye gitsek biribiriyle boğuşa boğuşan bir sürü köpekle uğuğrlanıyorduk. İşin ilginci köpeklerin bize olan bağlılığı köyün gözünde bize saygınlık da kazandırmıştı.

    Sevgili azizi dostum,
    Tamda dediğin gibi yoksulluk satın almış vicdanı. Öyle ki haraminin, eşkiyanın çöplüğündeki kırıntılarıyla doyan oradan çöpleneler sahipsiz kediler köpekler gibi bir zaman geçince kullaşmaya başlıyor. Ve evin sahibi olduğunu sanıp haraminin evine canı pahasına kimseyi sokmamaya, başlıyor. Evin artıklarına , artığı bırakana şükrediyor. Çünki görüyorki o çöpü bulamayan da var. Böylece kurdun avını elinden alan avcının verdiği bir kakç et, kurdu köpekleştiriyor. Özgürlük tutkusundan vaz geçiyor..
    Özgürlük tutkuları kırılmış, köpekleşmiş aç kurtlar da o kadar çok Ki. Aç bıraktıklarının koruması altında şeytan hergün gücünü arttırıyor. Kurtların yaşam alanlarını durmadan daraltıyor. . İşin bir boyutuda kendi elleriyle büyüttükleri açlık içgüdüsüne hayatta kalma iç güdüsüde eklemleniyor ve hayatta kalmanın yolu da güçlü olanın yanında olmaktır. Ve köpekleşmeye hazır açlar ordusu büyüyor.. Hizbuşşeytanın ( haydut çetesi) sayısı, hizbullahın, hizbulhalkın sayısını geçiyor. Çünki ormanı dikenli telle çevirmiş haramiler, yada av hayvanının yaşam alanını yok etmiş. ve kurdun avına ulaşmasını engelleyerek açlık korkusuyla kurtluklarından vaz geçip , asıl düşmanlarını unutuyorlar. Çünki öncelikleri hayatlarını devem ettirmektir ve biribirini yemeye başlıyorlar... Spartaküsleri kendi arkadaşları, kendi hemcinsleri parçalıyor. Ve bu devran sürüp gidiyor.
    OĞULA ÖĞÜT

    Güleç yüzlü olda yakıcı olma
    Tatlı sözlü ol da yıkıcı olma
    Verdiğini başa kakıcı olma
    Mecliste bir kere anma ha Can’ım

    Dilinden bal akar insan sanırsın
    Yararcıdır verir ihsan sanırsın
    Türlü çiçek açar nisan sanırsın
    Yaz bahar ayında donma ha Can’ım

    Her gördüğün yurda konup göçülmez
    Bilmediğin elin suyu içilmez
    Dost bilip herkese sırrın açılmaz
    Diline sahip ol yanma ha Can’ım

    Yalan ile yârin gönlü alınmaz
    Sev deyince hiç sevdalı olunmaz
    Gönül kuştur uçar gider bulunmaz
    Bülbül değilsen güle konma canım

    Gereksiz sözlerden midem bulanır
    Kimileri akbabadır dolanır
    Leş yemişte kanı revan yalanır
    Her yüze gülene inanma Can’ım

    Dostun hası kara günde bell(i) olur
    Kem sözlerden yüreciğin kül olur
    Gönül sever görmeyince del(i) olur
    Her güzeli güzel sanma ha Can’ım

    Kazan yanında gezen olur kara
    Densizin sözüyle düşersin dara
    Hal bilmezler yürekte açar yara
    Riyakâr sözüne kanma ha Can’ım

    Bin dost azdır dostlarını çok eyle
    Bir düşmanın varsa çoktur yok eyle
    Gözünü gönlünü daim tok eyle
    Terlemeden servete konma Canım

    Ölenin borcunu diriler öder
    Hay hay ile gelen servet tez biter
    Cahil dost insanı canından eder
    Cahil ataşında yanma ha Can’ım

    Okur isen işte insan önünde
    Kimi insan kimi hayvan donunda
    Her insanın hata vardır dününde
    Sonuca bakıp da kanma ha Can’ım

    Koyu olur yüce dağın gölgesi
    Engin olur insanların bilgesi
    Çiçeksiz ağacın olmaz meyvesi
    Kavrulsan dalına konma ha Can’ım

    Sevda çekmeyince yürek durulmaz
    Varsıllardan yoksul hali sorulmaz
    Bilmeyince doğru yola varılmaz
    Hak yoldan bir adım dönme ha Can’ım

    Vereceksen dökül ki alıç gibi
    Dik durasın çekilmiş kılıç gibi
    Çok bil ama eğilesin hiç gibi
    Zalimin önünde sinme ha Can’ım

    Tuzaklar hep bir yem ile kurulur
    İnsanoğlu yana yana durulur
    Günü gelir her yaptığın sorulur
    Elinle ateşte yanma ha Can’ım

    Dostuna köle ol kulun edesin
    Yâri öyle sev ki Leylan edesin
    Söze sahip ol ki kölen edesin
    Şarabın rengine kanma ha Can’ım

    Bir gün elbet ölünecekse eğer
    Vatan namus insan ölmeye değer
    Kurdu it eden bir kakaç etmiş meğer
    Her verileni ihsan sanma ha Can’ım

    Mahmut NAZİK 10. 05. 2008 MERSİN

    Cevap Yaz
  • Adnan Altınsoy
    Adnan Altınsoy 12.12.2010 - 14:11

    Senin emeğinle olur üretim
    Karşılarsın ihtiyacın milletin
    Bolluk içindeyken bak memleketim
    Ellere, kölelik ettiğin yeter
    **************************************
    OZANVARİ BU SERZENİŞİ ALKIŞLIYORUM SAYIN ŞAİR YUSUF BEY,
    EMEĞİNİZİ KUTLUYORUM. SAYGILAR, SELAMLAR.

    Cevap Yaz
  • Ünal Beşkese
    Ünal Beşkese 12.12.2010 - 13:37

    Yusuf Bey,
    Hem içeriğindeki mesaj, hem de şiirin tümü çok güzeldi.
    Bu güzel şiire tam puan, size sevgi ve saygılarım var,
    Ünal Beşkese

    Cevap Yaz
  • Yusuf Tuna
    Yusuf Tuna 12.12.2010 - 13:01

    Çok güzel bir şiir olmuş.Kutlarım Yusuf Bey yüreğine sağlık.Bizim de dileğimiz bu.Selamlarımla.

    Cevap Yaz
  • Eyüp Şahan
    Eyüp Şahan 12.12.2010 - 12:30

    Gönülden kutlarım kaleminize yüreğinize sağlık

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta