Bu ZEYNO içimizden biri, yüzlerce ZEYNO’ ...

Emine Tokgöz
44

ŞİİR


30

TAKİPÇİ

(BİR ANI)

Doktorumun yanına girebilmek için uzun süredir sıramın gelmesini bekliyordum. Bu arada, deniz gibi masmavi olmasına rağmen sanki biraz bulutlanmış gri bir gökyüzünü andıran, bir çift göz tarafından izlendiğimi, yanlışlıkla yere düşürdüğüm çantamı almaya kalktığımda fark ettim. Minik bedeninde öyle bir şey vardı ki sanki dünyanın tüm ağırlığı iki küçük omuzun üstünde dengede durmaya çalışıyordu. Ve bu görülmeyecek gibi değildi. Arada o gözleri kaçırmaya çalışarak parmağımda oynadığım yüzüğüme bakıyordu. Küçük ve oldukça eski bir çanta tam ayaklarının altında belki de o minik bedenin içine sığmayan kederlerle doluydu.

Gözlüğümün altından onu süzüyordum Belli ki benden bir işaret bekliyordu. Minik bir tebessümümle tam alnına düşen ince ve cılız başak rengi bir bukleyi arkaya attı. Yüzünü şimdi daha net görebiliyordum. Bir tebessüm, bir tebessüm derken artık karşılıklı gülüşüyorduk. Adını sordum. Yüzünü hemen minik avuçlarının arasına aldı, utanmıştı sanki. Ellerinin arasından arada hala bana baktığını fark ediyordum. Minicik parmaklar tam yüzünü kapatamadığından olsa gerek derinlerden bir sesin duyulması hiç zor olmadı. ZEYNEP. Adı Zeynep idi. Oldum olası Zeynep ismini hep sevmişimdir. Hayallerim süsleyen bir isimdi, hiç ulaşamadığım yıldızımdı. Oysa şu an Zeynep işte tam karşımda bir adımlık mesafede bana o puslu gözlerle bakıyordu. Biraz da isminden olsa gerek ona içim o an ısınıvermişti.

-GEL dedim GEL. Bir adım attı biraz ürkek, bir adım daha derken artık bir nefes kadar yakınımdaydı. Gözleri parmağımdaki iri yüzüğe takılmıştı. Merakla inceliyordu. Elimi uzattım biraz dağınık özensizce taranmış saçlarının arasından parmaklarımı geçirdim ve hayatımda hiç unutamayacağım bir güne imza attığımı o an anladım. Koca bir şişlik sanki avucuma batıyordu. İstemeden iki elimi birden çektim, birbirine kenetledim. Tırnaklarım etime batıyordu sanki. Minik Zeynep başında bir ayıp taşıyormuşçasına benden aniden uzaklaştı, o yarı kirli valizimsi çantanın içinden çıkarttığı, rengi hafif solmuş pembe kurdeleli bir şapkayı hemen başına geçirdi. Onu utandırmıştım, belki de incitmiştim, bunu bilemiyordum ve hiç bilemeyecektim... O an içimde bir yanma oldu ki anlatamam. Bir ateş topu patladı sanki. Alev, alev yanıyordum. Aslında ondan daha çok ben utanmıştım ani davranışımdan dolayı. Yerimden kalktım. Bu sefer adım atma sırası bendeydi. Yanına yaklaştım. - SENİN ADIN NE? diye sordu titrek bir sesle ve biraz da utanarak. Söyledim, söyledim EMİNE dedim ama söylediğime de belki bin pişman olarak. O gün acı günüme bir halka daha eklemiştim Birden o buğulu gözlerin ıslandığını fark ettim. – ANNEMİN ADI da EMİNEYDİ AMA O ŞİMDİ YOK. Meraklanmıştım haliyle, aklıma en kötüsünü getirmemeye çalışarak sadece o an için yanında olmadığını düşündüm - TAMAM BEBEĞİM ANNEN ŞİMDİ İÇERDEN ÇIKAR derken, içerden çıkacak olan kişinin, bir başka acıyla içimi acıtacağını bilemedim.

Tamamını Oku
  • İsmail Tekin
    İsmail Tekin 23.08.2013 - 09:52

    Öncelikle duyarlı yüreğinizi ve etkili kaleminizi kutluyorum arkadaşım. İnsan sevgisi taşımayan, hele hele insana kıyan insanlara, insan denemez dedim hep bu güne kadar.

    Bir şiirim şöyle başlıyordu:

    'Rengin, dilin, ırkın ne önemi var?
    Asıl olan insan, gerisi yalan.
    Sözle değil özle, görmeli canlar,
    İnsandır diyerek, sevmeli insan.'

    İnsanı, insan olduğu için sevmeliyiz, hatta, sevmek zorundayız dedim hep. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler, işçi, çocuk, kadın hakları, her ne varsa, bu gözle bakmalı diyorum. Genelde de, özelde de insan hep ön planda olmalı. Yani, sizin doktor sırası beklerken gördüğünüz çocuğu, sizin kadar olmasa da, mutlaka oradakiler de görmeli, görebilmeli. Çünkü, Zeyno bir can. Sadece can mı? Üstelik insan.

    Zeyno'ya gelince; gençliğimizde Yaşar Kemal'in eserlerinin etkisiyle, kız ismi olarak ilk akla gelen Zeyno idi, Ceren idi. Adı güzel Zeyno'ya sağlıklar dilerim. Dedesine de.

    İnsan sevgisi ile dolu ve çok duyarlı yüreğinizi tekrar kutluyorum. Selam, sevgi ve saygılar size. Hoşça kalın.

    Cevap Yaz
  • Meltem Ege
    Meltem Ege 23.08.2013 - 00:04

    acil şifalar diliyorum küçük meleğe...
    ve siz büyük meleği de sevgiyle öpüyorum...

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal 22.08.2013 - 06:38

    HER ÇOCUK ÇİÇEKTİR SEVGİYE MUHTAÇ

    Bizler gibi oda hayat yolcusu
    Sokakta doğmadı ana kuzusu
    İçinde gizlidir nice sızısı
    İnsana bu zulüm bil ki hoş değil
    Bu dünya bu kadar boş değil

    Hepsi Zeyno bir Ahmet Ali
    Uzat hele bir insanlık eli
    Bilinmez dünyanın yarınki hali
    O Zeyno büyür de olur bin eli

    Hep bana demeyi unut ilk önce
    Bir umut bekliyor bil ki o gonca
    İnsan olmak için ne gerekli sence
    Sevgini ver dene hele bir bence

    Unutma bir tohum toprağa düşer
    Güneş vurur oda toprakta pişer
    Yedi veren gül olur açtıkça açar
    Etrafına mis gibi kokular saçar

    Bana bir özgürlük türküsü söyle
    içinde renk renk çiçekler olsun
    Gökyüzünde uçsun özgürce kuşlar
    Çocuklar oyunlar oynuyor olsun

    Mavi gök kubbede uçsun uçurtma
    Ümidi kırıp ta gülü soldurma
    Kendin gibi bil ona toz kondurma
    Yarınları dertsiz, özgürce olsun

    Unutma o çocuk senin olabilirdi
    Kötü kader gelip onu bulabilirdi
    Kırılıp bir dal gibi solabilirdi
    Gül kuruyup kokudan mahrum mu kalsın
    Sevgi ile büyüt ki kokusunu salsın.

    21/ ağustos/13****Bülent BAYSAL

    Sevgili Dostum Emine Hanım
    İki gün önce sayfanızdaki bu paylaşımınızdan çok ama çok etkilendim. Çocuklara karşı aşırı bir hassasiyetim ve sevgim var, özellikle sevgiye mahrum sokak çocukları ve yuvadaki yavrularımıza karşı sevgiye susayan yavrulara...
    İçimden böylesi mısralar aktı. Kabul buyurursanız sizlerle paylaşmak isterim...Saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Canan Akpınar
    Canan Akpınar 22.08.2013 - 00:00

    Sevgili dost.. Kelimeler düğümlendi boğazımda..Lanet hastalığın kötü bir yazgının minicik bir çocuğun gözlerine gizlenmesi yüreğimde isyan çıkarttı..Çocuklar daima gülümsemeli oysa ki..Rabbim tüm çocuklara güzel günler yaşamalarını nasip etsin.. Çok duygulandım.. Paylaşıma sonsuz teşekkürler..Sevgiler.

    Cevap Yaz
  • Zülfikar Karakoç
    Zülfikar Karakoç 21.08.2013 - 22:24

    yaşamsal hayat içinde yürekte acı ve tatlı saklı duygular Rabbimin nasip kıldığı birliktelikle bir anda yürekçe buluşurlar. Özünde yürekten çalınan güzelliklerin bir anda boşalan yerini dolduran güzel yürekli sevgi çiçeği zeyno ile karşılaşılmış olması bu. ve ardından hayatın acı gerçekleri ile bir kere daha yüzleşmek. Zeyno nun yaşının küçük ama yaşamışlıklarının hiç te o küçük bedene yakışır yaşamışlıklar olmaması. her yönüyle sevgi dolu o saf o duru güzel yüreği ile insana insanlığını anlatan can ile buluşulması. Çok hoş paylaşmaya değer bir anı. Paylaşan yüreğinize sağlık... +10 tam puan Saygılar sevgiler....

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe 20.08.2013 - 19:06


    Nazım “çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler” demişti ama…, sadece atom bombası değil, sadece kurşunlar değil, sadece yoksulluk değil ki çocukları öldürüp, onların şeker bile yemelerini engelleyen. Bazen Tanrı’da bir çocuğun şeker yemesine izin vermiyor.
    Okurun bu yaşanmış öyküyü izleyen üçüncü göz olmaması mümkün değil.
    Çok etkileyiciydi. Yüreğinize, kaleminize sağlık Sayın Emine Tokgöz…


    Cevap Yaz
  • Levent Karakaş
    Levent Karakaş 20.08.2013 - 10:24

    kalemine yüreğine sağlık Emine hanım.. gerçekten öyle güzel akıcı ve içten yazmışsınız ki okurken duygulanmamak yüreğin kabarıp ağlamaması için mermer yürekli olmak lazımdı.. hikayesini bilmediğimiz, bilemediğimiz ne zeynolar var yaşamın içinde sürüklenip giden.. onları koruyup kollamak biz bireylerin görevleri arasında fakat hayat bizleri öyle bir yozlaştırmış ki...işte sizin gibi böyle güzel yüreklerin bulup ortaya çıkardığı olayla hatırlıyoruz ne yazıkkiii... kutluyorum sizi ve güzel hikayenizi.. tam puan + antoloji diyor antolojiden önce yüreğime alıyorum güzel gözlemleyip yazdığınız yazıyı..

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal 20.08.2013 - 06:59

    Hayat örümcek misali ağlarını örerken, bazı küçücük bedenler, o yavrucaklar hayata hep yenik, mağlup başlamak zorundalar. Nice Zeynolar yetimhanelerde büyürken on sekizine geldi mi kapı dışarı kalıp sokakları mesken tutuyor, bali, tiner belasına bulaşıp zamanla suç makinesi olup toplumdan dışlanıyorlar...
    Evet her Zeyno'nun bir hikayesi vardır ve inanıyorum ki bunların birçoğu dramatiktir; Her insan okunası bir romandır, kimi romanlar ince kimileri de ansiklopedidir, hayat onları hep bir daha fazla yakmış, kavurmuştur ve kavuracaktır. Maalesef hayatın acımasız yüzü bu. İnsan soruyor bazen ya devlet nerede neden yardım eli tam uzatılmaz, şu körpe bedenler neden sahipsizdir diye, hani bunlara kol kanat gerecek, bunları topluma kazandıracak, devlete millete hayırlı birer birey olmasını sağlayacak o Devlet Baba ya nerde. Böylesi Zeynolara dedesinden ayrılmadan bir arada kalabilme imkanı yaratılsa o yavrucak sevgiden şevkatten mahrum kalmadan kendi kişiliğini bulsa kendi yağında kavrulsa dede torun ne olurdu... Ne olurdu Zeynepler ağlatılmasa masun bırakılmasa....
    Sevgili Dostum çok ama çok duygulandım, senin Zeyno'nu biliyorum ve birçok akşam her yıldızlara baktığımda ona el sallıyorum...
    Zeyno'lar, Ahmet'ler, Hasan'lar... Hepsi bizim çocuklarımız
    hepsini koruyup kollamak boyun borcumuz. Rabbim Zeyno kadar hasta yavrucaklara şifa versin....
    Harika yazınızdan dolayı sonsuz kutluyorum Emine hanım. Oldukça duygulandım... Saygılarımla...++

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 58 tane yorum bulunmakta