Bu Zamansız Bir Son Durak

Bu dünya ne kadar güzel görünür gözlere,
Oysa her güzelliğin çirkin bir anı vardır.
Zamansız, aniden gelir geçer o çirkin yüz
Yıkar, yakar alt üst olur toprak!
Zamansız acılar yaşatır ağlama.
Bekleme hiç, dün gibi olsun!
Dehşetin sesi yeryüzünü vurup geçtiğinde.
Duymadığın, görmediğin ızdırapdır bu.
Masum görme kendini seni bilir toprak.
Yer yarılır, bir ölüm busesi
Haykırır derinlerden.
Bir çocuk gibi küçülürsün
Sığdıramaz beden ruhunu, yalan olur bir anda.
Sendin hani gaddar?
Sendin hani zulüm eden
Nerde hani kırdığın, çaldığın, üstüne yan yattığın?
Bir anmış seninde, sonun buymuş!
Ne kadar alçak ve alçaltılmış gördüm seni;
Senin için bitmişti oyun, uzatması yok
Sende firavun gibi son hamle
Son dakika golü için
Merhametsiz ömründen merhamet dile.

Senin için bir kez geldi hakikat
Yüzüne vurdu o tılsımlı nefes.
Yokluk ve yoksulluğun çilesini bilmeyen
Varlık içindeki aç ve iğrenç gözüne.
Zaten bilen biliyordu, her gün bir deprem
Ve her an gelecek acıyı metanetle
Bunda bir hakikat var diyordu.
Ne mal hırsı ne mülk hevesi
Bulamadılar
Acınası yüreklerde.

Bir fırsatı değerlendirmekti
Bir insan ömründen çalmak.
Duygulara ve yüreğe basarak
Bir an dahi düşünmeksizin
İşte! Sen busun; rezil, sinsi ve alçak.
Senin gözün açıktı, oysaki yüreğin kör
Hiç görmediğin bir dünya dönüyor
Sakın vazgeçme sen hep olduğun gibi kal
Kaldığın yerin sonu yok san
Doğduğun kadını unut babayı sevme.
Atanı tanıma sana ne lazım?
Çiğne tabansız ayağınla
Sana insanlık mı lazım.

Sana felaket görünen bu yıkım
Bak! Nicelerine kurtuluş için giden yoldur.
Nice ocaklar söndü, nice hayatlar çürüdü
Yıkıntılar arasında.
Belki; her gün ölüyordu, yaşasaydı her nefes
Canına okuyordu dertlerin altında.
Değersiz kıldığın bir hayatın son durağında
Ne götüreceksin şimdi dönüp bak arkana.
Bana gelen sana da geldi
Merhamet dile hadi! dilin dönüyorsa.
Zalimin duası döner kuldan
Bari utanmasını bil hayatından.
Yaktığın yıktığın hayatların altında
Çürüyeceksin!
Bu zamansız bir son durak…