Bu zamanda 'Kedi olmak varmış' dediniz mi hiç.
Bizim fakir kediler değil kastettiğim.
Mahalle kedisi, çöplerin kedisi değil...
Adına türküler yakılan beyzadelerin kedisi olacaksın.
...
Şehrin en iyi veterinerini beğenmezdi.
Garfield'a özenirdi, hep yerdi, içerdi...
Sütü severdi, bilhassa aslan sütünü.
Tipik bir Türk kedisiydi işte.
Sadece diğer kedilere kibrinden selam bile vemezdi.
...
Saray yavrusu gibi bir köşte yaşardı.
İki ayaklı hizmetçileri çoktu kedi paşanın.
Bu zorunlu hizmetçiler onu sevmezdi.
O'da Japonya'dan robot getirilsin isterdi.
Hiç haline şükretmezdi.
Bugün vardı litaratüründe, yarın yoktu!
...
Son model porche ile şehir turu atardı.
Tek farkı diğer kedilerden...
O beş dilde 'miyav' derdi.
Bazen direksiyona kendisi geçer.
Ehliyeti olsa İstanbul'u birbirine katardı.
James Bond halt etmiş yanında.
O kedinin adı Alacakaranlık'taki kızın adı gibi 'Bella'
...
Onun yüzünden beyfendi fabrikasından üç bin işçi attı.
Onun yüzünden belki de olimpiyatlar kaçtı.
Onunla yatıp onunla kalktı ülke.
Tek rakibi Garfield Hava Yolları.
Bir hizmetçi kız vardı 90- 60- 90
Beyfendi onu bile kapının önüne attı.
'Bella' ya 'Bela' dedi diye...
Allah belasını versin o kedinin...
...
Beyfendi bugün öğrendim dün nalları dikmiş...
Cenazesine de katılmış o kedi meğer.
Bu onun son evlat göreviymiş...
7' si değil daha toprağı soğumadan.
Bella kedi gözünü sokakta açmış bugün.
Heykelleri filan hep yıkılmış...
Alışık olmadığı bu hayata alışmayı gururuna yedirememiş...
O da son saniye haberi Milliyet'te okudum: Bir arabanın önüne atmış kendisini.
Herhalde kimsesiz kediler mezarlığını bile çok görecekler garibime
11.09.2013
Kayıt Tarihi : 4.11.2013 11:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!