-Bu yazıya başlık bulamadım-

Erbil Kutlu
173

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

-Bu yazıya başlık bulamadım-

Bu yazıya başlık bulamadım

Gitmeyi kafasına yerlestirmiş birini vazgeçirmek için, niye diye sormak saçma geldi hep bana.

“Erbil, ben ilişkimizin artık bir sonu geldiğine inanıyorum. İstersen fazla kasmayalım, birbirimizi lastik gibi uzatacağımız birliktelikte kırmak şöyle dursun, yıpratırız! ” dediler hep.

Yada ben böyle aldım yollanan boş mektuplarda ki boş yazısız sayfalarda gördüğümü sandığım kelimelerden.

Belki savaşmamı istiyorlardı, onları kaybetme noktasındaki tepkimi görmek istiyorlardı; ya kelimeleri yanlış seçiyorlardı o beklentinin panik merakında, yada duygularına giydirdikleri kelime elbiselerinin o baştan çıkaran ateşli kızıllığına karşı gözlerim öyle bir renk körü oluyordu ki ben onları hep bir karamelek gibi görüyordum.

Yıkılıyordum, ama içimde hep bir kuşku kurdu ciğerimde otluyordu. Hep olurdu bu da, belki bu otlamadan dolayı koyuna dönmüştüm ben. Kim nereye gütse gidiyordum.

Yok, hayır, olamaz böyle ya!

Ben değil miyim hayatıma burun sokulmasına katlanamayan, ben değil miyim gerektiğinde tanrıya bile baş kaldıran, ben değil miyim yoksa yaşayan bu ben?

Hepsi rüyamda gördüğüm, olmak istediğim yapıı mı?

Sevdiği insanın isteklerine boyun eğen, onu terkettiğinde bile, kırılır korkusuyla, en ağır günahlarını bile affedebileceğine inanan tanrısı mıyım yoksa?

En son kavgasını orta birde yapmış ve akan kan uğurunda kavgaya tövbe etmiş, sadece ağız dalaşı yapan ben; o karambolde galiba savaşmaya tövbe ettim. Zaten askarliği hiç sevmezdim. Kuleli’nin sınavını terketmiştim kızıp bir çift yıldızlıya daha yaşım 13 iken. 21’dim, asker olduğumda. O sevmediğim silah bana gelmemişti, zimmet sayısı yetmemişti, sevinmiştim. Ama 3 kurşun sallamıştımda, nereye giderse diye sıkmıştım. Biri hedefi 12den vurmuştu, diğerleri yakın durmuştu. Ve bir tatbikattı, çok sıkışmıştım. Her yer rütbeli kaynıyordu. Kendime bir siper bulmuştum, orada rahatlamıştım. Düşündüm orada kalmayı, hücum bitene dek, ama yapamadım. Ya bu gerçek savaş olsaydı, ya bu yüksek elbiseler bir yavrunun ailesini vururlarsa, o yavrunun ağlamasını susturabilirim dedim. Bağrıma basabilir, onlara biraz insanlık öğretebilirim dedim. Fikirlerim böyle idi.

Birşeylere, bir şekilde meydan okuya biliyordum. Ama SEVMİYORSAM.

Sevdiğim insana ise, kuzu oluyordum, hiç amaçsızca, sevgim kulu ediyordu. Aramasa bile arayan oluyordum. Sana sadığım, bana güven dercesine.

Ondan sadakatte beklemiyordum zaten, beni sevmesi ve bunu göstermesi yeterli geliyordu.

Sevginin bir şartıdır sadakat, doğrudur. Katılıyorum. Ben de bu duyguyla keserim hayatla bağlarımı ve ona bağlanırım.

Beni kandırsın, beni kullansın, ama sahtede olsa bana sevilme hissini versin isterim.

Bazen bu his işte bu dedim, bazen lan bu ne diyor da dedim.

Kıskandığım an oldu kız arkadaşlarından bile, ama bir an oldu çok samimi olduğu erkekleri umursamadım. Belki ben kıskançlık nedir, onu öğrenemedim! ! !

Sanırım ben kandırılamadım, yada verilenler gerçekte olsa yalandır dedim. O çok bilenlere farkında olmadan kapılmış, “kadın kandırır” sözünü bilmeden benliğime hapsetmişim.

Sevmediğime dik kafalılık edebiliyorum, ama sevdiğimi sandığım insan için elimden sadece “nasıl istersen” demek gelebiliyordu.

Belki ben onun terkedişini bile seviyorum, onların terketmeleri belki bu yüzden ağır geliyordu bana.

Ağır gelmiyordu özür dilerim, ondan bana son kalan sevebileceğim son şey olduğu için sahip çıkıyorum bu terkedilişime ve kimse elimden alamasın istiyordum.

Bu yüzden yalnızlığımla sevişmelerim ayları buluyor. Asla ağır gelmiyor, gelemezde.

İnsana sevdiğinin vurduğu hançer, ne kadar zarar verebilir ki? Ancak zamanın insana verdiği zarar kadardır.

Kimi buna, bazen ben bile vakit kaybı derken; ben buna,bazen başkalarıda “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisi” diyorum.

Sevgi sunulan kişi değişiyor, ama sevgi ve sevgiyi sunacak kişi asla değiştirmiyor.

Ben sevilmeyi beklerken, sevebileceğim değişimlere zor ayak uyduruyorum. Herşeyi iki kişilik düşlerken, kalınca bir başına dengemi sağlamak uzun sürüyor. Zaten sokakta gördüğüm her insanla konuşmayı beceremem, kontak noktası bulamadığımda kaçıp gidesim geliyor içimden.
Zaten şu ana kadar oradan birini bulamadım.

Hep aynı mekanlarda tanıştığım insanlardan çıktı terkedenlerim.

O yüzden severim umarsızca, o yüzden değerlidir terkedilişlerim...


F.ERBİL KUTLU
07.02.2004.CUMARTESİ.
22.45

Erbil Kutlu
Kayıt Tarihi : 17.1.2007 03:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Fahrettin Erbil Kutlu
    Fahrettin Erbil Kutlu

    elestri sekliniz cok tutarsiz geldigi icin bana, bunun icin size tesekkur edemeyecegim...

    Cevap Yaz
  • Orhan DEMİRTAŞ
    Orhan DEMİRTAŞ

    çok güzel ve edebi değeri olan bir deneme......... tebrikler............

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Erbil Kutlu