...(Bu yazının başlığı yok) DOST' uma

Bu yazını başlığı yok...Çünkü hasreti,vefasızlığı,firağı ve en önemlisi hayatın içinden gerçekleri ele aldığı için..
Sen yoktun ve olmayacaktın artık! Kaç zamandır seni özler,seni düşlerim..Nerelerdesin...Mali hülyalardamı, ütopyalardamı, yoksa, yoksa gecenin zirifi karanlından el sallayan sen misin?
Yoktun işte! uzaktaydın ve ulaşılmazdın...Oysa ben neler düşlemiştim. senle...İşte beraberliğin bittiği ölümsüzlüğün başladığı nokta.

Boşver her şeyi be dostum!
Sadece bana bunu anlat
Anlatki sana ölümü...
Ölüm ile ölümsüzlüğün farkını anlatayım

Unut beni! Hatırlanmayacak derecede farkını anlat.
Hergün hatırlayıp acı çekmektense unut beni.En buyük azap vicdan azabıdır.Bana karşı yaptıklarından dolayı çektiğin azaptan kurtulmak için unut.Biz neleri görmekdikki be dostum,bu gözler bu eller,bu yürek nelere şahit olmadıki!
Alıştık be güzel dost! Kendi mutluluğun için unut beni..Biz dostlarımız için mutluluğumuzu bile feda etmeye hazırız.Yaptıklarımız bu sözün teminatı degil mi? Bizim sözlüğümüzde vefa var aldatmak yok.Ha unutmadan bu yazdıklarımı sakın yanlış anlama.Na bir sitem,ne bir isyan ve nede geçmişi tekrar yaşama arzusu için degil.Bu yazdıklarımızı hayatın içinden bir alıntı de ve umursama.Çünkü ben artık yazıyı bitirdikten sonra kalemi kırıp atacağım; bir daha ne yaşansın bu yazdıklarım ve nede kalemler kırılsın diye..

Ama bir gün...
Tan yeri ağarırken denizin kızıllığı ela gözlerine hüznü saracak ve o gün aklına ben düşeceğim.Firak için inci gözyaşların damlayacak bastığın yerlere ve beni anımsayacak üzülecek ve özleyeceksin...
Beni çok uzaklarda bileceksin ve belki bunu hiç bilmeyeceksin.Ben o hasret gözlerinden dökülen her göz yaşında saklı olacağım ve her damladan ben yüreğine damlar gibi yerlere yuvarlanacağım..Bunu geç fark edeceksin ama artık ben olmayacağım.
Çünkü o an ben o gözlerinden dökülen gözlerinden dökülen gözyaşların yere daha çok akmasın diye intihar edeceğim.

Hatırlarmısın dostum! ..Hastaydın ver ben senin hangi meyve suyunu sevdiğini bile bilerek şeftali meyve suyunu getirmiştim.Nerdenmi biliyorum ne sevip sevmediğini,boşver be ''herşey gizemiyle güzeldir''derler ya...

Belki böyle şahşahalı akrostiş yazılar yazamam ama yüreğimi dökebilecek kadar basitte olsa yazı yazma kabiliyetimiz var.Yazı güzel olmuş diyorsan oda beyninin güzel olmasıdır.Çünkü'' güzel gören güzel düşünür,güzel düşünen hayatından lezzet alır''

Hegel hasta yatağında öğrencisine 'bir sen beni anladın,oda yanlış anladın'demiş.Ben ise beni yanlış anlayan biri bile yok diyeceğim,alınacaksın.Nietzsche(niçe) ümiztsizlikten kıvranmasında ne yapsın be dostum.Onu da kimse anlamıyor ve hep ümitsilikle boğuşuyor.Ben niçe olmak istemem ama etrafım ve gelecek günlerindüşleriydi beni yaşatan ama artık o düşlere bile set çekilmiş ben ne yapayım..

Bunları yazmakla herşeyden elimi ayağımı çekmişim anlamına gelmesin.Çünkü bunları yazmakla daha alevleniyor daha çok çalışıyor ve ne pahasına olursa olsun yaşamla her zaman kavgam devam edecektir.Çünkü yaşamak direnmektir ve ben direneceğim..

D-O-S-T! ...

Dostun başka anlamı varmı başka literatürlerde? Varsa bile bizim anladığımız gibimi, yoksa bizmi dostun anlamını bilmiyoruz.Biliyorum sende tüm bu yazdıklarıma itiraz edip,ben bunları hak etmiyorum diyeceksin ama artık geç ve elinden bir şey gelmediği için bi şey yapamıyorsun.

Olsun be canım...
Bizler ayrı bedenlerde,şehirlerde olabiliriz..
Ama yüreklerimiz,yollarımız hep bir..
Bakma öyle sitem ettiğime,
Biz herkesi seviyoruz,bizi sevmeyenleride seviyoruz
Çünkü Yaradanın yaradılışları oldukları için..
Hepimiz insanız ve aynı güneşi,havayı gece-gündüzü paylaşıyoruz
Dünyaya farklı pencerelerde bile baksak;
SEVDİK-SEVİYOR-SEVECEĞİZ.....

Sınırsız,zamansız,mekansız.....
M.EMİN KILIÇ