“Ey yüreğimin kıymetli âh-û zârı, bu yalnızlıkta bile güzelsin.”
Kirpikli bir yalnız geceyle seni konuşuyoruz. Gözlerimde özleminin grileşmiş resmi duruyor. Sana giden yollar bir varmış hep yokmuş gibi. Bütün uzaklar dillenmiş dilimde tüm imkansızlıklarıyla. Bir varmış bir yokmuş gibi… Başıma sarılan siyah bir yazma, yas ve isyanla. Eski bir köy evi duruyor hemen şurada. Birazdan gözyaşlarının habercisi.
Acıdan yapılmış bir dağ duruyor öylesine karşımda. Sen misin bu? Gülümsemelerin yok artık. O başını her şeye rağmen dik tutan gururun var önümde. Hani gözlerin, nerede? O umutla bakan gözlerin? Bugün ayrılığın 5684794 günü sanki. Saatler geçmiyor, zamansa bir nefeste bitiyor artık. Bütün zamanlar şu anda toplanmış gibi. Bir an oluyor ki duruyor her şey adının baş harfiyle…
İsminle başlardı gün ve gece, tüm karanlık ihtişamıyla. Gün seninle yeşerirdi. Evler, sokaklar, insanlar, ağaçlar, kuşlar, sesler yok artık. Ben mi? Ben bir yaralı geyik gibi oradan oraya koşuyorum. Gün ne vakit sesinle var olacak artık söyle! Sesini duymak, çırpına çırpına çocukluğuma koşmak gibi. “Halbuki ben ruhunun içinde bir nefestim sen bilmezken."Seni görebilme umudu taşıyan akşamlar yok artık. Artık hiç akşam olmayacak değil mi?
Ey sevmek denilen kıymetli âh-û zâr! Can parem, gönül özüm ! Bırak gönül kederinin yüklerini avuçlarıma. Sana hayranlık içinde adını zikredeyim. Can şenliğim, fikrimin gül tanesi, Bırak şu ayrılık yalanını sevmek dururken. Sevmemek canımı acıtıyor. Sessizliğin bile bağırdığı bu gürültüde sensin içimdeki huzur. Gelsen de sarılsak mı artık?
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta