Keskinleşmiş kanatlı akbabaların 
öfke kuşatması 
şehrin kuru ekmek sulayan kadınlarına
Sunduğu hayat bu
Fırtınada gürbüz tayların
 rüzgar gibi yelkenlileri
Bir mermi gibi parçalaması
Ve Göğün karanlığından mavi gökyüzünü aralayarak 
mavimsi bir aralamayı sunması
 toprak kokan dağlılara...
Kuş kanadının havayla vermiş olduğu
 her  cenk meydanındaki savaşı
Kanlı sofralarda bileyerek savaşanlarımı varolduğum
 direniş bu
kamçılanan kölelerin 
terinin etle buluştuğu andaki acı ses
Savrulup Savrulup 
menzilini bulan
 yaprak bu
Takıp takıp gül papatya çiçeğini 
yanık yüzlü köy kızlarının göz kaçamağı
Elleri sopalı Kavruk yüzlü yiğitlerin 
toprakla arasındaki 
amansız 
mücadele bu
Bir kent meydanında korkak şehirlilere inat direnen ince uzun çocuk hırıltısı
Bomba Seslerinde kaybolan
 çığlık bu
Yıkıntılar arasında sulandıkça irileşen
 yeşeren yaban çiçeği gelincik
Her sarsıntıda biraz daha doğrulan 
dirilen
umut bu
Sokakta bir ekmeğe muhtaç
Bir dosta gönlünü açıp bir ah çekme
 keşkelere boğulup kıvranma 
Kaçıp bütün dehlizlerden caddelere
Kalabalıklar içinde 
yalnızlaşma bu
Bir anne yüreğinin acyla titreyerek
 Aşarak mesafeleri  , 
bir canın bin canı harekete geçirdiği 
diriliş bu
An'da sıyrılmış  ansızın müjdelenen
 aslan pençelerinden atılmış
bir dişi geyiğin gözündeki ürperiyişin vahametin resmi
Kaim olan kavmin babalarının  babalarla kıyaslandığı 
çağ bu
Ve Aşk bu , yeryüzünün mavi-yeşil kucağını arşınlayan...
uçurumun kenarında tutunacak bir dal arayan 
Aşk bu.
Kayıt Tarihi : 12.3.2018 00:34:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!