Bu Şiir ,kalbimin İstanbul'a Olan Tutkus ...

Leyla Bay
121

ŞİİR


27

TAKİPÇİ

Bu Şiir ,kalbimin İstanbul'a Olan Tutkusunun Aynasıdır

Ey İstanbul !
Hayalimde,düşümdesin
Bir iz düşümü, kalp gözümdesin...

Naçizane bir miktar kabiliyetimle
Seni görmeden tüm mahcubiyetimle
Seni yazmak gibi büyük işlere kalkıştım
Tüm samimi niyetimle...

Sanki bir zat
Sanki kanlı - canlı karşımdasın
Sana olan bu aşkım
Hissettiğim bu sıcaklık
Bu yakınlık,
İsmini andığımda
Tablolarda gördüğümde
Ruhuma uğrayan bu canlılık
Dinmeyen özlem
Bitmeyen bu hasret neyin sesi
Hangi kıyına vuran, hangi dalganın sesi...

Ey İstanbul !
Gelsem yanına
Dokunsam toprağına
Çıksam tepelerine
İnsem kıyılarına,
Belki bu hasret bitecek
Belki bu özlem dinecek...

Ey ruhu olan şehir
Ey duyguları talan eden
Ey kendine aşık,
Şahsına maşuk İstanbul !
Galata için çarpan yüreğime ,bir davet gönder !
Kız Kulesi'ne meftun gönlüme, bir el et !
Boğazın çınlasın kulaklarımda
Köprülerin uzansın gönlüme...
Uzak diyardayım
Yol yok sana varmaya
İz bulamam izini sürmeye...
Ben aciz, ben perişan
Sendedur azamet
Sendedir haşmet
Tılsımlı şehirsin ,
Keramete erdiren bir sihirsin
İstanbul
İstanbul
İstanbul ,diye ismini mısralara kazıdığım
Bereketli kalemimsin...

Ey İstanbul !
Altın pırıltısı şiirler yazdırır
Altın rengi ışıkların...
Erguvan morudur bahçelerin, bağların
Bir başka mavidir
denizin, kıyın,kumsalın...
Şafak kızılı
Gurup kırmızısıdır tan yerin
Sonbahara kafa tutar ,
servi yeşili ağaçların, göllerin...
Lalelerin âl
Gül'ün pembe
Gökkuşağından izler düşmüş her bir rengine...

Ressamları kendinden geçirir
Şairleri sarhoş edersin
72 milleti bağrına basar
Öf bile demeden taşırsın...

Ey kutlu şehir !
Ey kutsanmış İstanbul !
El et , gel et
Beni de bul, beni de kabûl et...
Yıllar geçti asır asır
Ki bu kul vuslat aşkıyla alevlendi
Haliç'in sevdasıyla harlandı
İçten içe , uzaktan uzağa közlendi...

Ey kalemimi, kelâmımı, girdapların içine çeken İstanbul !
Kalbim , gönlümün yolunu keser
Bir bilinmez ki bu aşk-ı şehir
Yavaş yavaş beni içine çeker...
Tehdit eder gözlerimi denizin ,
Kirpiklerimden dökülür
Köpük köpük dalgaların...

Ey İstanbul !
Eğer nasip olsaydı sana gelmek
Barınmak için talebim olmazdı
Bastığım her karış sığınağım, barınağım olurdu...
Tophane'den ,
Demirli bir tekneden
Seni seyreder ,
Hiçbir şairin yazmadığı
Şiirler yazardım sana
Sarayburnu'na bağdaş kurar
Topkapı Sarayı 'nı mısralara kazırdım...

Gece Tepebaşı'na çıkar ,
Üsküdar'a , Fenerbahçe'ye , yüreğimi gönderirdim...
Süleymaniye Camii 'sine dalardı gözlerim
Sultan Mahmud 'un , Yangın Kulesinden intihar eden bakışlarım,
Galata 'da dirilir, can bulurdu...

Boğaziçi'nde bir kahvehaneye götürürdü beni ayaklarım
Bir elimde çayla
Bir elimle yolcu ederdim kayığa binenleri
Kırmızı bir mendille uğurladım gidenleri...
İşte oturdum İstanbul
Yorgun bir tabure çektim, seni yazıyorum
Seni yazıyorum, saray saray
Tepe,tepe
Minare minare
Ev ev
Evleri devleştiren seni
Yalı yalı
Köşk köşk
Meydan meydan
Yol yol
Camii camii seni...

Osmanlı diyor kalemim
Fatih diyor kelâmım ,
Kutlu kutlu
Zafer zafer
Fetih fetih çarpıyor yüreğim...

Seni yazıyorum İstanbul !
Bazen bir kumsal kahvesinde
Bazen Salıpazarı İskelesi'nde
Bazen Marmara Surları ' nda
Bazen Sarayburnu
Bazen de sahildeki hüzün burçlarında...

Seni yazıyorum İstanbul !
En çok da Ayasofya'da
Ayasofya Camii 'ne benzer
nice camiilerin avlusunda..
Maneviyat kokusunda ,
Kemer ,açıklarında ,
Birbiri üstüne istiflenmiş evlerin çatılarında...
Kıyıdaki yelkenlilerin havuzluğunda...

Sana bakıyorum İstanbul !
Dört elle sarılarak Lumbozlara ,
Seyrediyorum eşsiz manzaranı...
Tophane sırtlarına yaslıyorum sırtımı
Vapur baharları okşuyor ruhumu...
Boğazdaki Koyu 'dan naralar atıyorum
Bacası tüten küçük teknelere ,
Fırtınayı haber veriyorum
Tarabya'dan
Beykoz'dan
Büyükdere'den...

Yürüyor yüreğim Dolmabahçe Sarayı 'na,
Küçük Çiftlik deresinden,
Güç,bela kurtuluyorum
Bayıldım Bahçesi'ne atıyorum kendimi,
Balaban , Üsküdar iskelesine,
Demirliyorum düşüncelerimi...
Eyüp Tepelerini aşıp
Pierre Loti kahvesinde, değnek tutan aşıklara karışıyorum...
Sonra, Dolmabahçe'den sessizce uzaklaşıp
Beşiktaş'ta alıyorum soluğu,
Kız Kulesi açıklarından
Öfkeli dalgaları izliyorum...
Göğe yükselen dolunayın ışığından
Aşikâr aşkımı gizliyorum...

Ortaköy desen,
Orada mehtap bir başka karşılıyor
İstanbul'a olan aşkımı
Ne kadar kaçırmak istesem de bakışlarımı,
İki şerefeli camiiler yakalıyor yalvarışlarımı...

Ey içimdeki dert ,
Yüreğimdeki kent İstanbul !
Yüreğimde kayboldun
Yüreğinde beni bul...
Ey aziz İstanbul !
Seni görmeden ölürsem eğer,
Bendeki ismini sevmek bile,
dünyalara değer...📌

Leyla Bay
Kayıt Tarihi : 26.2.2024 19:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Leyla Bay