Bu seni kaybetmenin ayak izleriydi,
Sen hayatımın minareleriydin,
Senden gelen her ses çağırıdı beni kendine,
Ben her duyuşumda kaçar gelirdim şehrine,
Sen hayatımın ibadeti gibiydin,
Tüm vakitlerimi feda edeceğim,
Beni hazza ileten huzururumdun,
Sen bahçemin çiçeğiydin,
Koparmaya kıyamadığım gülüm,
Deremediğim sevdiğimdin gönlümde
Sen benim ömrümdün,
Gözlerinde doğmuştu gözlerim,
Sana farkedilmek için emekleyip,
İlk adımımı tebessümünle atmıştım...
Çılgınlığın çocukca düşlerindeydi yüreğim seninle,
Buğulu bakışlarının gizemli perdesindeydi
Tüm meşgaleleri silmiştim hayatımdan,
Sen yanımdayken tek uğraşım sendin,
Dinlediğim öğütlerin,
Yaptığımız sohbetlerin…
Elimi açıp dua etmeyi ilk sen öğretmiştin bana,
Toprağı derlemeyi adım adım,
Besleyip büyütmeyi toprakta ne varsa,
Ekmeyi öğretmiştin, sabretmeyi...
En büyük hazdı öğrenmek seninle,
Vaktin önemini yitirdiği andın sanki
Daha şafak sökerken kalkardık beraberce,
Çağlayan nehrin soğukluğunda,
Eskiliğinin parıltısındaki çeşmeyle kucaklaşırdı yüzümüz,
Hemen kapıya yönelir selamını alırdık bahçemizin,
Önce yemyeşil nanelerimiz döner parıldardı güneş gibi yüzümüze,
Avluya çıktığımızda dut ağacımız çevirirdi yapraklarını,
Çiçeklerimiz tüm diriliğiyle bakardı gözümüze
Önce çayımızı koyar kahvaltı için hazırlanırdık,
Soframız toplandığında güneşte aydınlığını başlatırdı...
Hemen bahçenin sonundan başlardık işlere,
Çapalarla toprağa nefes aldırır,
Suyla doyururduk gönlünü,
Ruhumuzu yıkardık baştan aşağıya,
Toprağı yıkardık her gün,
Tane tane bamyalarımızı toplar meyveye doyardık
Ağaçlara tırmanırdım ben,
Sen keyifle beni izlerken,
Toprak kadar severdin beni de bilirim,
Gözünün önünde tutar doyururdun yüreğimi
İfade edemeyeceğim kadar yakındın içime
Çocukluğumun göz kamaştırıcı uçurtmasıydın,
Öğütlerin anasıydın sen,
Öğrenmeyi sevdiren yegane insandın ömrümde,
Yaz kaçamaklarımın tek adresiydin,
Sense her gelişinde taşlarla kaplı şehrim,
İşle meşgul insanlarımla avunurdun,
Yaptığımız sohbetlerin yerini televizyonun sesi kaplardı,
Güneş daha bir erken batardı,,,
Sen toprak kadını toprağınla sağlıklı,
Toprağınla mutluydun,
Burada mecalsiz burada hasta...
Özlemin içinde saklı ayaz,,
Gitmeliydin toprağına...
Gitmeliydin artık…
Gitme vaktin yaklaştıkça hastalığın artmıştı sanki,,,
Her geçen gün daha da artıyordu ağrıların,
Hastalık sayısı çoğaldıkça çoğalıyordu sanki üstünde..
Bu seni kaybedişim ayak izleriymiş meğer...
İlk kez evlatlarının bıtkınlığı yansıyordu sana,
İlk kez usanan yürekleri konuşuyordu karşında,,,
Sense üzgünlüğünü eğik boynuna gizlemiş
Suskunluğun gözyaşlarını kenetlemişti sanki..
Zaman geçtikçe artıodu hastalığın
Hafızan silinmiş gözlerin boşluklarda,,,
Tanımıyordun kimseyi mazide kalanlar vardı sanki karşında,
Kaybettiklerinin sayardın boş bakışlarla,
Mecalsiz bacakların kaybolmuş hafızan,,,
Yorgun yüreğinde....
İlk kez evlatlarının isyanı saplanmıştı şakağına...
Bıtkınlığın zorluğun tutsaklığında
Sense hayata bağlılığın en iyi örneği gibi karşımda
Bu gece ellerim seni emanet için yetmemişti,
Göz yaşlarım emanetimi engelllemişti sanki
Böyle ağır bir darbedense ölüm iyidir demiştim,,,
Bu söz benim azabımmış meğer,,,
Bu seni kaybedişimin ayak izleriymiş meğer,,,
Sözlerin sustu önce...
Gözlerin boş bakışlarda,,,
Bedenin hastanenin soğuk odalarında
Hemen dönecektin
Beraber gidecektik bahçemizi kucaklamaya
Selam verecektik doyasıya
25 nisanda emneti bırakmıştım Allaha
27nisan Cuma bırakılansa ben olmuştum,,,
Öldü deniyordu senin için,
Hayata sımsıkı bağlanan senin için,
Öldü deniliyordu karşımda…
İnanmak güçtü…
Yıkılmıştım sanki bu azapla,,,
Çekine çekine yaklaşmıştım
Son bir kez gül yanağına dokunmak için…
Dokunuşumun kendi sonumu hazırladığını bilmeden
Unutulmaz bir sancıydı sana dokunuş
Cansızlığın iliğime işleyen bir kordu sanki…
Ölümüne ilk ogün inanmıştım…
Son kez mezarının karşısındaydı yüreğim…
Elveda dercesine son bir veda ya gelmiştim
Seninle birlikte o toprağa bende gömülmüşüm meğer
Yıllar geçti…
Dayanamadı hasretine bahçende geldi yanına,
Yılların dut ağacı çöktü,,,
Boynu bükük uğurlayan çiçeklerin ardından soldu,
Artık ne yetişen bir sebze nede meyve ağaçlarımız aynı yerinde..
Nede yüreğim benimle…
Meğer seninle bizde ölmüşüz gül yanaklım
İbadetimdin sen benim ibadetimle gömüldüm,
Çiçeğimdin sen benim seninle ömrümü yitirdim…
Yüzümde tebessümünün nuru öldü,
Gözümün ayasında saklı bakışların,
Yüreğimin can noktası durdu seninle…
Hayat tek bir günmüş meğerse,
Seninle doğdum seninle kamaştırdım içimi,,,
Senin hazin batışınla kararan,
Işığın ölümünde yüreğim
Sensizliğin cehenneminde canlı bir ölü içim….
Kayıt Tarihi : 7.5.2007 12:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tuval 8 ölüm:Ölümle ilgili nezaman alsam kalemi aklıma ensevdiğim insanın yani anneannemin uğurlayışım gelir..Bu sefer onu ifade eden bir şiir yazdım umarım beğenilir..Kendim okuyamıyorum çünkü yaşanılanlar aklıma geldikçe yaşlanan gözlerim burkulan yüreğim izin vermiyor bir türlü...Daha yeni yazdığım ve acele davrandığım için hataları olabilir..Olumlu ve olumsuz eleştirilerinizi sunarsanız şiiri düzenlememe yardımcı olursunuz.Şimdiden okuyan herkese teşekkür ediyorum...Saygılarımla
![Hatice Kelleli](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/05/07/bu-seni-kaybedisimin-ayak-izleriymis.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!