Bu sene Şiiri - Yüksel Koç

Yüksel Koç
68

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Bu sene

BU SENE
Kışı erken geldi gönül dağımın
Bülbül ötmez göç eyledi bu sene
Böyle mi töresi ömür çağının
Dalında kurudu gülüm bu sene

Lale, sümbül tutamazken dengini
Bu soyka dert soldurdu gül rengini
Kıskanırdım saçlarının telini
Tutam tutam yolundu yar bu sene

Ne hayalim kaldı artık ne düşüm
Gündüzüm karardı soldu güneşim
Ömür arkadaşım kırk yıllık eşim
Çaresiz dertlere düştü bu sene

Doktor doktor gezdim çare olmadı
Hiçbiri derdine derman bulmadı
Dediler ki artık umut kalmadı
Kırıldı kanadım kolum bu sene

Dolaştım dağlarda derman aradım
Otlara, köklere umut bağladım
Çaresiz boynumu büktüm ağladım
Gözyaşlarım sele döndü bu sene

Gönlüm hüzün dolu gözlerim yaşta
Duymuş bütün dostlar onlar da yasta
Ben iyi olsam da can dostum hasta
Yar ağladı ben ağladım bu sene

Ozan Yüksel yar perişan dert yaman
Kaderime boyun eğdim her zaman
Haktan geldi, böyle yazılmış ferman
Yar tükendi ben tükendim bu sene
Yüksel Koç
ARALIK-2021

Yüksel Koç
Kayıt Tarihi : 21.3.2022 23:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yüksel Koç
    Yüksel Koç

    OZAN YÜKSEL KOÇ’UN ‘BU SENESİ DE BÖYLE OLUNCA,’ BU SENEYE DEMEDİĞİNİ BIRAKMAMIŞ
    DÖRTLÜKLERE ŞÖYLE BİR BAKTIM DA
    İlk dörtlükte içindeki acıyı gönül dağına erken gelen kış olarak betimlemiş. Makbere gidişiyse bülbülün göç eylemesi. Onun sesini duymayacak, ötmeyecek artık. O dağ soğuk, kar, buz.
    Ardından ‘Ömür çağının töresi’ demiş. ‘Neden böyle ki?’ ‘Olur mu, gül dalında kurur mu?’
    *
    İkinci dörtlükte ‘baharken, daha bahardayken’ demek istiyor. ‘Lale sümbül bile tutamazken dengini…’ Ta öyleyken, geliyor o soyka dert. Geliyor solduruyor gülünün gül rengini.
    Buradaki üçüncü dize ile dördüncü dizede onu da diyor. Bunu öyle bir diyor ki iç sızlaması kaçınılmaz.
    Kıskanırdım saçlarının telini
    Tutam tutam yolundu yar bu sene
    Öyle, saçları döken, ellerin ayakların sapır sapır döküldüğü o tedavi sürecinin bir parçası bu. Saç baş yolduğu gibi saç baş da yolduruyor. Öyle soyka bir dert bu.
    *
    Üçüncü dörtlükte ne hayali ne de düşü var artık, kalmamış. Solmuş güneşi, günü kararmış. Bir hastalık ki ömür arkadaşı, kırk yıllık eşini sarmış. Çaresiz dertlere düşmüş bu sene. Böyle anlatıyor, söylüyor. Başka nasıl anlatılır, söylenir ki?
    *
    Dördüncü dörtlük yine o türkülerden bildiğimiz şeyler var. Bir türküde olduğu gibi; ‘Hastane önünde incir ağacı / Doktor bulamadı bana ilacı.’
    Doktor doktor gezmelerinin çare olmayışı, hiçbirinin derdine derman bulamayışı, ardından ‘umut kalmadı’ğını demeleri… Bu durumda bir şey yapamayışları, kol kanat kırılıyor bu sene.
    *
    Beşinci dörtlükte umut neredeyse oraya gidiş var, ne yapılması gerekiyorsa yapış. Dağları dolaşıp derman arayış, otlara, köklere umut bağlayış.
    Ardından da çaresizlikten boynun bükülüşü, gözyaşların sele dönüşü.
    Bu böyle bir sene, acı bir sene.
    *
    Ölüm dönüşü olmayan bir ayrılıktır. O yüzden bırak elli dirhemi çok çok daha ağır gelir. Altıncı dörtlükteki dizeler bana bunu düşündürdü.
    Gönlüm hüzün dolu gözlerim yaşta
    Duymuş bütün dostlar onlar da yasta
    Ben iyi olsam da can dostum hasta
    Yar ağladı ben ağladım bu sene
    *
    Ozan Yüksel, yedinci, son dörtlükte sözü bağlamış. Derdin yamanlığına, yâri perişan edişine ‘yazgı’ demiş. Boynunu bükmüş. ‘Buymuş, böyleymiş!’
    Yâri tükenmiş o tükenmiş bu sene.
    *
    Ne yazık ki bu böyle. Düğün dernek, toyla başlayıp, birlikte yürünüp gidilse de yaşamın sonuna birlikte varılmıyor. Biri yolda kalıyor, diğeri yalnız. Bu iyi değil. Bir de daha erkenken, daha yeni yeni soluklanmaya, yaşamın tadını çıkarmaya başlamışken...
    Başın sağ olsun Yüksel Koç. Biliyorum çok üzüldün. Üzülmemek elde değil ki. Biz de çok üzgünüz. Biliyorum ki yaşadığın sürece bu üzgünlüğün geçmeyecek. Yaşarken mutlu edenlerin böyle gidişleri üzer insanı, üzmez mi!
    Yine biliyorum ki onu, Evdeşi’ni özleyeceksin. Ona özlemini anlatan daha bir sürü şiirler yazacaksın. Kısaca bitmeyecek bu. Yüreklere gömülenler yürekler çarptıkça orada yaşayacaklar. Bu böyle olur, sürer gider.
    Şahin Güvenç

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Yüksel Koç