Gecekondu yıldızları güzellikleriyle boğuyor beni
ve anılar hırpalıyor yüzümü
aşkım da kavgam da pas tutar bir kıyıda
bir tren kalkarken mahmur bir sabahta
yağmur altındadır ıssız peronlar
ama ben unutmadım içimde taşıdığım
buruk palmiye diplerini
unutmadım bu şehrin bana bakan gözlerini.
Sevgiyle büyüdü bu sokaklar
tartaklanmadı palmiye ağaçları
bir kedinin ciğerinden hesap sorulmadı
bu şehir yüzünü kapatmadı martılara
sıfatlar ve ünlemler savruludu rüzgarlarda
bu şehir intikam almadı gençliğimden.
Köşebaşlarında ayaz resimler çıkıyor karşıma
oysa yaz, yazda ayaz ne gezer
ama var
bir kadın saplanırsa düşüncelerime
ayaz çıkar Basmane’de
uykulu Bir otobüs böler çayımın tadını
ve o kadın kavgadan bitap
bitik bir pardesü ile girer garaja
küf yemiş bir şarkı duyulur
arka sokaktaki köhne müzikholden.
Diyorum ki bazen
neden bu şehir dünyanın ortasına sürüklenir
yoksa benim aşkım mıdır dağları yerinden oynatan
sokaklarda gezinen anılarım mıdır
yağmuru mahmurlukta çağıran
kökleri denize ulaşmış ağaçlar mıdır
biri çıksın da söylesin
bu şehir neden övgüden kaçar
neden palmiye ağaçları anılarla doludur.
Kayıt Tarihi : 9.4.2012 16:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!