Bu şehir… Sırılsıklam aşığım duruşuna,
Soğuğun da ısınıp, sıcağında da donsam,
Masmavi gökyüzün de kanatlanmış kuşuna,
İmrenip en yükseğin en yükseğine konsam.
Kara kışın içinde dolaşırken yazların,
Seni bilene haktır kokunu benimsemek,
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Ey! Şevkatin toprağı aç bekle kollarını,
Sen, sana gelenlerin en yakın ırağısın,
Genişlet ufka doğru, genişlet yollarını,
Sen tükenen umudun başlangıç durağısın
çok güzel kardeşim Mevlam yüreğine kuvvet versin Sevgi ve Selamlarımla
Gayet başarılı buluyorum ve de kutluyorum..
elalemin sahip olmak için salyaları akarken biz kendi elimizle mahvedip bir de dalga geçiyoruz.İstanbulu anlayan nadir insanlardansın kardeşim.geç olmadan kıymet bilmek gerekir.harika bir anlatım.tebrikler
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta