Bu şehir… Sırılsıklam aşığım duruşuna,
Soğuğun da ısınıp, sıcağında da donsam,
Masmavi gökyüzün de kanatlanmış kuşuna,
İmrenip en yükseğin en yükseğine konsam.
Kara kışın içinde dolaşırken yazların,
Seni bilene haktır kokunu benimsemek,
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Ey! Şevkatin toprağı aç bekle kollarını,
Sen, sana gelenlerin en yakın ırağısın,
Genişlet ufka doğru, genişlet yollarını,
Sen tükenen umudun başlangıç durağısın
çok güzel kardeşim Mevlam yüreğine kuvvet versin Sevgi ve Selamlarımla
Gayet başarılı buluyorum ve de kutluyorum..
elalemin sahip olmak için salyaları akarken biz kendi elimizle mahvedip bir de dalga geçiyoruz.İstanbulu anlayan nadir insanlardansın kardeşim.geç olmadan kıymet bilmek gerekir.harika bir anlatım.tebrikler
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta