Bu sana son mektubummuş gibi hislidir.
Merhaba beni sana getiren uzun gri yollar
Ve merhaba hüznümü dağıtan dalgalı saçlarındaki papatya…
O sıcacık günlerin getirip kucağımıza bıraktığı öksüz anılara kim bakacak?
Hangi köşe kabul edecek onları ve sarılacak biz gibi.
Yorganda üşüyen ben gibi…
Hiç üşümeyen sen gibi…
Sen sanki isteyerek mi gidiyorsun,
Yoksa içinden senide kemiren kurtlar yüzeye çıktı mı?
Neden geç kaldılar.
Neden.
Gitmeseydin bende gitmezdim.
Mavi duvarlar.
Kokunun sindiği loş sokaklar.
Ve beni mutlu ettiğin her an için
Gitmek üzüyor her atomu.
Bu yollar neden bu kadar hisli?
Bana bir şey mi anlatmak istiyor dilsiz kaldırımların pası.
Beni nereye götürüyorsun yollar.
Beni neyden kopardığının farkında mısın?
Bunu nasıl yaparsın bana gaddar bir hain bir kötü bir fırsatçı ve zalim misin?
Yorgunluktan hepsi.
Seni düşünmenin ve sensizliği düşünmenin yorgunluğu bu yorgunluk…
Kayıt Tarihi : 18.6.2013 01:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!