yalnızlığın koynunda bahanelerin uyur
aşk kendine sarılır ve uyandırır sensizliği
günahı aşırır gitmelerin gecesini
asi olmuş vefadan vuslatın şavkı vurur yakamozlarına
bir gün yastığıma başını koyma gölgesi yoldaş olur yaşama
kavrulur bekleyiş
acıyı içten emen tutkunun bebek sesinden
senli bir şarkı güftelerim sazım sen
küskünlüklerin mağarasında bulurum seni
hıncını alır hazinler
hüzünler denizinde aşk yılanına sarılır
sensiz kirlenmiş sularında susuz kalır yalanlarım
sevgi halatların kopar kopma anımda
kalbimin cehenneminde hesap defterimi çalan ayrılık
kapışılmış kavuşmaların ateşini sunar
yaramın yaması közlenir özüne
susamış bir bebeğin can leğeninde canlanır senli damarım
beni keser küskünlükler
bende susar sevilme
keşkelerim sorgusuz seni arar
yoksun, hangi uzağın yılan ininde kendine sürünüyorsun
sancısız eriyen en güzel yılların yol haritasında
hangi şehir sana şehir,hangi aşk çölünde ölümsüzümsün
neden ile eden arasında taşınan hangi anın sonsuzusun
Çok uzak zamanların kırık aynalarında suçlarım taranır
Bir gelişin dökülen saçı düşer gözüme
hayat çift kişilikmiş gel çıkar gözümden özünü
huzurun odasındayım, zevkin gökkuşağında tenim renklenir
örgeli içlenişlerle örgülü kapını kapatma arayışlarımdan
ben sana yakından akan bir tutku pınarıyım
her an akar, her özleyişte paklanır sana
Kayıt Tarihi : 11.10.2009 23:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!