Hüzünlerin akşamına daldım bir öğle vakti…
Oysa böyle yapmamıştık aramızda biz akdi.
Boşuna oyalanma hüzün yap yapacağını…
Karnım da çoktan acıktı, şimdi tam öğle vakti.
Hep nafile oyalanman, yetmez bunca gam keder
Bakma gözlerime biliyorsun maşuk; kalp ne der…
Hadi oyalanma zamanımda yok, vaktim çok dar
Bak; istersen bırak bir köşede beni, derbeder.
Gel, akşamın alacasıyla gözlerime yine
Korkuyorsan eğer, saklasın alacalar dene…
Merak etme aynı yerde bulursun tekrar beni
Dolunayın ışığı vururken mutlak bedene…
Saklanma yıllardır dostuz, sen de üzülme hüzün
Ne gecesi ayrı, ne de ezası çok gündüzün
Haydi, dol yine gecelerime… Ezilmez isen…
Ben seni ezmem bilirsin… Bırak da gülsün yüzün.
Nice dostlar geldi her gece… Kapıma yığıldı
Bir tatlı kelam, birkaç cümle, vakte… Ötelerden
Haktan aldık ya! Bize nice ilimler sağıldı
Ne gam kaldı ne de keder, hepsi birden dağıldı.
Dinle bak ne fısıldanmakta kalp dediğin yere
Bak bu gece de dolunay… Gökten bize seyirci
Bir örs bir çekiç… Habire vuruyor cümlelere
Biz değilmiydik âşık, şu sır dolu gecelere…
“Derlenip toparlandığında o aya ki (Dolunay)
Sizler ona binip (halden hale) tabakadan tabakaya geçeceksiniz.”
İşte, her karanlık gecenin tam aydınlık hali
Biliyorum diyorlar ya… Bir de bilsin ahali
Kuyuya taş atana desinler, yalnız bir deli
Yazılanı anlayan bilsin… Kendini bir “veli”
Kayıt Tarihi : 16.8.2008 12:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bak bu gece de dolunay… Gökten bize seyirci
Bir örs bir çekiç… Habire vuruyor cümlelere
Biz değilmiydik âşık, şu sır dolu gecelere...
BU GÜNDEN İTİBAREN YAZDIĞIN ŞİİRLERİ DAHA DİKKATLİCE TAKİP EDECEĞİM...ÇOK İYİ YAZIYORSUN...
TÜM YORUMLAR (2)