Rafı kırılmış mutluluklar döküldü yüreğime.Her tabakta senden sevgiler vardı.İçim senli sevgilerle doldu. Araftaydım , kendimle oynayan kedinin kuyruğuna bağlı emellerim vardı.Sevmekten çok yaşamaya anlık emekçiydim. Hoşlantı yetiyordu.Günümüzün hastalığına ben de yakalanmıştım.İlgi, hoşlantı, sonrasında aramızda çekilen arzunun kısa filmi.Buna yaşamak, sevda, aşk, kısaca doyumsuzluğun bütün tanımlarını yüklemiştik.
*Ta ki sen çıkıncaya dek. Aşk közüne sevgini atıyorum, kızarmış yarınların dimağında özel tatlarla buluşuyor iç dünyam.
Sen Rabbimin bana emanetisin. Emanete hıyanet edilmez.Özel bir çerçevesin ruhumun tuvalinde.Elmas bir fanusun içinde faniliğinle duruyorsun. Beni bekliyorsun, bütün ilklerini yaşamak adına.
İçinde umudun bulutu yayılıyor.Nemli demlere teslim oluyorum.Yar yağışları başlıyor içimde.Aşk toprağımda senli bereketler. Rahmetinde durulanıyor duruşum.
Sensizliğimi öğütüyor algının değirmeni.Berraklarınla tutkunun ekmeğini yapıyor sevgini emekçisi.
*Gelgitleri çok olan bir denize teslim ediliyorsun.Artık kıyılarına gelin düşlerle geldiğin benim Şulenar.
Nakaratı senle çiftleşen sevginin doğurgan ömründe bekliyorum senli çoğalan gerçekleri.
-Aynı nakaratta aparatı takılmış bir gelecek olarak aşkın mertebesine ulaşma ululuğundayım.
İmkansızlığın sızı ucunda alev alev engeller .Özledikçe uçurumlar şenleniyor çiçeklerle.Sen ‘den ve düş’ten düşersem de çiçekler en çok kokusunu tanıttığın içsel gül üstüne düşeceğim.
-Düşte güzel olan gerçekte hep güzel kalır.
Tutsak edilmiş hayallerin mektubunda özgürce yazıldım sana.Her satırda haykırdım seni sevdiğimi.Duyan duydu, duymayanlara da sen söyle gari.
İyotlu hüzünlerin denizinde değiliz.Yar’yüzündeyiz.Azot ile izzet arasında özel denge var. Aynı mizanda eşitleniyor izanımız.Aynı irfanda tizleniyor, tözümüze serpiliyor tezlerimiz. Sana akıyorum, senden akan yarınların seherinde bölünüyorum aşka.
Yırtık suları diken berraklarında amaçlarım yıkanır. Azizliğimi sularında daha da temizleten sevda yoldaşıyım. Sen ile senli demler arasında demleniyor yar çayım.
-Bir çay arası verelim aşka. Aşk , çayı içsin, ben de seni.Şekeri sevginle karışısın. Bir fırt, bir öpücük, bir ömre karışsın. Aşk, içteki en derin iç közle, gözle, özle kaynamalı. Yoksa ya sallama, ya da kıtlama çay olur.Tadı sadece dudak uçlarında kalır.
Bir içimlik içinde kalayım , bir ömür ruhunu kalaylamak için.
Duran zamanlar aldım sen varken.Bu yüzden seni ilk tanıdığım gün gibisin.Öyle güleç, öyle içten, öyle aşk sağan, öylece beni isteyen masum meleğin kelebeği gibisin.
-Yoksul düşmüş, üşümüş sevgilerimi aldın.Yıllardır sakladığın sevi dünyanın içine karıştırıp biz yaptın.Aşk, zaten biz olmuşsan aşktır.
Göz göze gelmiş yaz ile kış gibiydik önce.Şiddetli kışım vardı.Senin ömrün hep yazdı.Ayazların bile yoktu.Taze bir yaz gibiydin.Sevdanda hasat vermeyi bekleyen umudun, tutkunun meyveleri, sebzeleri vardı.Bir tat kadar adıma yakındın.
-T’adına yakınlaştırdın önce.Şule şule kaldım sende.Yüreğimi oyaladın.Nakış nakış süsledin sevginle.
Şulenar:
Ben seni istiyorum.Bu istek benim özümden aktı.Vebali ne olursa olsun sevgimi hak edene gidiyorum dedin.
-Madalyamı sen ver dedin.Ödül olarak geliyorum sana.Bu aşk maratonunda hep önce koştun.Diğer koşucular gibi dopingli yalanlarla, pembe hayallerle gelmedin. Kendin kadar ben oldun.Mertliğini daha çok sevdim. Her şeyini benle ütülemen hoşuma gitti. Bir de ruhumun aradığı özellikleri tümlüyordun. Aradığım, arandığım, istendiğim, istediğim masalın Keloğlanı’ydım. Peri olarak sana gelmedim.Sözlerin, içtenliğin, zekan, duruşun beni etkilemişti.Gönül sarayımda beni almak zordu. Anaç duvarlarımı aşmak gittikçe zorlaşmıştı.Aşmalıydım.Bu benim sevda masalımdı.Masalımı dinleyerek, yazarak değil, yaşarak bitirmeliydim.Bu masalın Keloğlan’ı olarak kandırmadın. Kandırmalıkları turfandası yoktu.Ben kadar bana yakın bir sahildin.Ben bu Keloğlan’ı sevdim. Masalımı iyi yazdı.Beni masallardan, aşklardan, ötelerden de öteye taşıdı.Onun sevgisiyle, onu diliyle, ömrüyle hayata hazırlandım.Bu Keloğlan’ı daha çok seveceğim.Ömrümün en güzel demlerini onunla demleyeceğim.Yüreğimin süzgecinden geçirip kadınlık tadımı da sunarak kollarına gideceğim.
-Ben geldim, masallara sığmayan yavuklun diye. Bir gıç kadar uzağı bir dirhem ettim geldim şairim…
Kayıt Tarihi : 20.4.2013 15:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/04/20/bu-masalin-keloglan-i-sevdin-sulenar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!