Bu Kaçıncı Kıyamet!?
Kaçıncı batan güneş!? Bu kaçıncı kıyâmet!
Bu ne çekilmez azap, bu ne büyük vahâmet...
Mantıklı bir çözümün gelmedi mi? Zamanı!
Var mı başka beklenen, yaşanacak alâmet?
Yoksa bu mu? İstenen, geneline sirâyet...
Bir yıldız düştüğünde canımdan bir can kopar!
Ateş çabuk küllenir, herkes işine bakar...
Hepimiz biliriz ki; su mecrâsında akar,
O sönmez büyük ateş düştüğü yeri yakar! ..
Ana baba eş bacı, damarlarda lâv akar!
Derin suskunluklara yansır, asâlet/vakar...
Bir cana kast edenler, tüm canlara kast eder
O, "bir cân" dediğimiz, tüm canlara eşdeğer...
Neden gider bu canlar sebebini ararım!
Yaşanan kavgaların mantığını sorarım!
Yağız delikanlılar toprağa verilirken;
Sen-Ben muhasebesi yapanlara şaşarım!
Geçmişten bir iz durur, hep kurcalar zihnimi!.
Bir asâletle duran kümesinde, horozlar!
Önce aç bırakılır gözleri perdelenir!
Bir tertip, bir düzenle oyuna hazırlanır...
Küçük bir yem atılır, sahaya bırakılır...
Sonrasını sormayın; ne baş kalır ne gövde!
Ölmese de sahada, kan/revân bırakılır!
Nasıl bir ruh hâli ki, acıdan zevk alınır!?!
Kan ve can üzerinden pazarlıklar yapılır!
Sır değil aşikâre, herkesçe biliniyor..
Dövüştürüp kardeşi uzaktan seyrediyor!
Bu nasıl bir bela ki, onlarca yıl sürüyor?!
Benim anlamadığım:
Neden en güvendiğim bu oyuna geliyor!?
Veya neden böyle bir görüntü sergiliyor?
Bir ortak çıkar mı var, endişe uyandıran!
Karşıt görünenleri bu yolda buluşturan;
Belki endirekt yoldan katili barındıran!?!
•••
Yolda izde harcanan hepsi bizim evlâtlar
Azılı canilerin hesabına kanarlar!
Daha çocuk yaştayken yuvadan alınırlar!
Körpe ayaklarından prangaya vurulurlar!
Bir fırsatını bulup, zinciri koparanlar;
Kurda kuşa yem olup, dağda heder olurlar...
Ah! Analar! Analar! Ah şu kutsal analar!
Değişir mi acısı? Asi olsa evlâtlar...
Belki hissettirmezler, belki sessiz kalırlar,
Kanlı gözyaşlarını içine akıtırlar!.
Arından/utancından belki korkularından;
Sönmüş volkanlar gibi, gizli -gizli yanarlar...
Zuhur eder gizli el suları bulandıran!
Kana susamış soysuz! Vampirleri andıran!
İnsanlıktan nasipsiz mideyi bulandıran!
Ayrı yoldan giderken, kavşakta buluşturan!
•••
Dinsin diye bu acı çareler aranırken;
Bin bir bahânelerle çözümü zorlaştıran!
Elini taştan çekip, kadehler tokuşturan!
Bir aymazlık içinde demeçler yarıştıran!
Durulsun beklenirken; meseleyi azdıran!
Akıllara durgunluk, fenâda buluşturan...
...
Zaman birlik zamanı, bütünleşme zamanı...
Gaflete düşer isek, yarın çok geç olacak!
Kenetlenme fırsatı elimizden uçacak!.
Pişmanlıklar keşkeler boynu bükük kalacak
Fakat her şeye rağmen;
İnancım, umudum var bu yara sarılacak!
Akan kanlara rağmen analar barışacak!
Onulmaz yaraların merhemini bulacak..
Bağrına taş basarak gönülden sarılacak!
Sönsün diye bu ateş rahmet olup yağacak!
Gücünü Kuvvetini Köklerinden! Alacak...
17.08.2011 / Metanet Yazıcı
Metanet Yazıcı
Kayıt Tarihi : 18.8.2011 08:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
YÜREK DAĞLAYAN KARDEŞ KAVGASI!
Kaçıncı batan güneş bu kaçıncı kıyamet!
Bu ne çekilmez azap, bu ne büyük vahamet
Mantıklı bir çözümün gelmedi mı zamanı
Var mı başka beklenen yaşanacak alamet
Yoksa bu mu istenen, geneline sirayet...
Bir yıldız düştüğünde canımdan bir can kopar
Ateş çabuk küllenir herkes işine bakar
Hepimiz biliriz ki, su mecrasında akar
O sönmez büyük ateş düştüğü yeri yakar
Ana baba eş bacı damarlarda lav akar!
Derin suskunluklara yansır asalet/vakar...
Bir cana kast edenler tüm canlara kast eder
O bir can dediğimiz tüm canlara eşdeğer
Neden gider bu canlar sebebine bakarım
yaşanan kavgaların mantığını sorarım? ?
Yağız delikanlılar toprağa verilirken;
Sen/Ben muhasebesi yapanlara şaşarım
Geçmişten bir iz durur, hep zihnimi kurcalar...
Bir asaletle duran kümesinde horozlar
Önce aç bırakılır gözleri perdelenir
Bir tertip bir düzenle oyuna hazırlanır
Küçük bir yem atılır, sahaya bırakılır
Sonrasını sormayın ne baş kalır ne gövde!
Ölmese de sahada kanrevan bırakılır!
Nasıl bir ruh hâli ki, acıdan zevk alınır
Kan ve can üzerinden pazarlıklar yapılır!
Sır değil aşikâre, herkesçe biliniyor
Dövüştürüp kardeşi uzaktan seyrediyor
Bu nasıl bir bela ki, onlarca yıl sürüyor...
Benim anlamadığım,
Neden en güvendiğim bu oyuna geliyor? ?
Ya da neden böyle bir görüntü sergiliyor? ?
Bir ortak çıkar mı var endişe uyandıran!
Karşıt görünenleri bu yolda buluşturan
Belki endirekt yoldan katili barındıran!
Yolda izde harcanan hepsi bizim evlâtlar
Azılı canilerin hesabına kanarlar
Daha çocuk yaştayken yuvadan alınırlar
Körpe ayaklarından prangaya vurulurlar
Bir fırsatını bulup, zinciri koparanlar;
Kurda kuşa yem olup, dağda heder olurlar
Ah! Analar analar, ah şu kutsal analar
Değişir mı acısı, ası olsa evlâtlar
Belki hissettirmezler, belki sessiz kalırlar
Kanlı gözyaşlarını içine akıtırlar
Arından utancından belki korkularından
Sönmüş volkanlar gibi, gizli gizli yanarlar...
Zuhur eder gizli el suları bulandıran
Kana susamış soysuz vampirleri andıran
İnsanlıktan nasipsiz mideyi bulandıran! ..
Ayrı yoldan giderken kavşakta buluşturan...
Dinsin diye bu acı çareler aranirken;
Binbir bahanelerle çözümü zorlaştıran
Elini taştan çekip, kadehler tokuşturan
Bir aymazlik içinde demeçler yarıştıran
Durulsun beklenirken, meseleyi azdıran
Akıllara durgunluk, fenada buluşturan...
Zaman birlik zamanı, bütünleşme zamanı...
Gaflete düşer isek yarın çok geç olacak
Kenetlenme fırsatı elimizden uçacak
Pişmanlıklar keşkeler işe yaramayacak
Fakat herşeye rağmen,
İnancım umudum var bu yara sarılacak
Akan kanlara rağmen analar barışacak
Onulmaz yaraların merhemini bulacak
Bağrına taşbasarak gönülden sarılacak
Sönsün diye bu ateş rahmet olup yağacak
Gücünü kuvvetini köklerinden alacak...
17.08.2011
Metanet Yazıcı
Bu dizelere ekleyecek tek kelime bulamıyorum...Yürekten kutluyorum değerli ablacığım...Takdirle...+10
'Arada taşlar, taşlamalar' olsa da... İnce yüreğinizin, samimiyetinizin dizelere dökülmüş hali diye okuyor, ülkemizin kanayan yarasını içinizde hissettiğinizi biliyorum...
Ortada 'terör' gibi insanlık dışı bir yöntem vardır... Ve 30 yıldır devam etmektedir... Nedeni bellidir, amacı bellidir, yapanı bellidir, desteği bellidir, taktiği bellidir... Belli olmayan nedir? Bu soru çok önemlidir! Ve bana göre 'NASIL ÇÖZÜLECEĞİ BELLİ DEĞİLDİR!'
Aramızda anlaşamadığımız sadece çözümdür...
Şiirinizi defalarca okudum.. Yazan sizsiniz, biliyorsunuz... Ortak noktalarımız ayandır:
1- Terörün destekçisi vardır, yoksa hiçbir terör örgütü yaşayamaz! Kimdir destekçisi? 'AB-D, İSRAİL' özetinde 'EMPERYALİST BATIDIR..'
2- Terör örgütü pkk adıyla bilinmektedir... Elebaşı içerdedir... İyi bir analizle örgütün 'karmaşık' yapısı gün yüzüne çıkarılabilir, aslında çıkarılmıştır.. İçlerinde 'kurucusu dahil' çok miktarda 'ermeni' olduğu aşikardır! Ele geçenlerin içinde 'sünnetsiz' olanların varlığı, inançları konusunda da ipucu vermektedir...
Burada anlaşılacağı üzere, aslında terör örgütü ile bölge insanının 'organik' bir bağı bulunmamaktadır... Ama bütün çabası:
- Etnik, siyasi, son yıllarda da 'dini bir tabana' oturmak istediğidir...Böylece 'kitlesel bir nitelik' kazanacak, farklılıkları kaşıyarak bölünme taleplerini hayata geçirecektir!
O zaman yapılması gereken nedir?
Terörle mücadele konusunda dünyada epeyce örnek vardır.. Acaba Türkiye bunlardan hangisini uygulamıştır?
90'lı yılların 2.yarısına bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 'BÜTÜN KURUMLARI İLE, ELDEKİ BÜTÜN İMKANLARI SEFERBER EDEREK, KAMUOYU DESTEĞİNİ DE ARDINA ALARAK' olayı çözdüğü ve başarılı olduğu görülecektir..
Terörle mücadele 'topyekündür!'
Kullandığı yöntemlere aynen cevap verilir!
'Özel yasal düzenlemeler' meclisten geçirilir
Dış destekleri kesilir!
Mücadele edenler 'özel eğitimlidir..' Her koşulda teröristle savaşacak güç,donanım ve cesarete sahiptir!
Mücadele birimlerinin bütün gereksinmeleri devletçe karşılanır ve devletçe korunurlar!
99' yılı bu anlamda belleklerden silinmemeli, devam eden yıllarda 'terörün' gündemden düştüğü gerçeği de unutulmamalıdır...
İşte Sevgili Metanet Hanım, aramızdaki fark budur... Bizler, çözüm konusunda maalesef anlaşamıyoruz, işin içine alakasız bir sürü kavram bu nedenle sokulmuştur...
Şimdi sormak isterim...
- Terörle 'demokrasi' arasında bir ilinti var mıdır? Daha açıkça, bir terör örgütünün 'demokrasi' talebi olabilir mi?
- Terörle 'insan hakları' arasında bir bağ olabilir mi?
- Terörün hedefi olmuş hangi devlet 'özgürlüklerin önünü açarak terörü' önlemiştir?
- Terörün 'siyasallaşma' isteği kabul edilebilir mi?
- Terör 'tek başına' sorun iken, 'ETNİK BİR SORUN DİLLENDİRİLMESİ' ve kitlesel bir tabana oturtulması doğru mudur?
Bu sorular daha da çoğaltılabilir kuşkusuz... Ama yanıldığımızı düşündüğüm yer, 'terörün istediği biçimde' insan hak ve hürriyetleri içinde kabul edilmesi, bölücü taleplerin suç olmaktan çıkarılması, kitlesel görüntüye büründürülmesi hatadır, olmaması gerekendir...
Sonuç itibarıyla:
Terör dış desteklidir, Türkiye'nin güçsüzleştirilmesi, kaynaklarını bu yolda harcaması, iç barışının bozulması, kendisini koruyamaz hale gelmesi, enerjisini devletin geleceği ve bekası için kullanaması amaçlıdır...
Sonuç? 'DIŞ BASKILARA YA BOYUN EĞMEKTİR, YADA KİTLESEL EYLEMLERLE İÇ SAVAŞA SÜRÜKLENMEK, DIŞ MÜDAHALELERE' maruz kalmaktır!
Gerisi malumdur... Irak, Afganistan, hatta Yugoslavya canlı örneklerdir...
Duyarlı, sorumlu şahsınız her zaman değerlidir benim için... Yöntemlerde tam olarak anlaşamasakta, şiiriniz ve şahsınız iyi niyetin, insan olmanın, çözüme kafa yormanın delilidir.. Takdire şayandır...
İçten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum Metanet Hanım... Sürç-ü lisan ettikse affola...
Karşıt görünenleri bu yolda buluşturan
Belki endirekt yoldan katili barındıran! ......................................................................................................................................................... 'Memleketin dahlinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. İçinde bulunduğun ahval ve şerait namüsait halde tezahür edebilir. İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır.' Mutafa Kemal Atatürk...........................................................................................................Ordularının tüm komutanları tutsak edilen bir ülkede, ulusal birlik ve beraberlikten söz edilemeyeceği, anarşinin ve terörün son safhaya ulaşacağı açıkça görülmüyor mu?
TÜM YORUMLAR (9)