Bu hükümet bizi seksen öncesi
Mapus damlarında teli arattı
Sırtıma yediğim yüzlece copu
Kelepçeli kolu eli arattı
Şimdi milletimin gıkı çıkmıyor
Bu yüzden yetkili bizi takmıyor
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




başkalarının boyunduruğu altında bunlarıda aramak korkutucu olacak..
düşünmesi bile kötü...
duyarlı kaleme sevgiler
Doğrunun karmaşık imbiklerden süzüldüğünü bilirim.Ya varılır, ya varılmaz
Aslında, şairlerin doğru söyleyip söylemediklerine de pek aldırış etmem.
Ama şair kendi doğrusunu güzel mi söylemiş merak ederim..Bir dostun söylediği gibi dik başlı değil ama şiiri ile başı dik insanları severim
Tanrı başı dik şairleri eksiltmesin ülkemden
Ergün Çetin dostum doğru söylemiş.
Ali'ciğim birkaç tanesi hariç(onlar da az okunuyor)tüm basın bu emperyal kafaların alkışlayıcısı.
_Vallahi ben de arıyorum.
Hiç Orhan ağzıyamuk böyle anırabilirmiydi?
Selam Ali gardaşım selam...
Yapma dostum...Bu kadar insafsız olma..
Bazı şeyler yanlış olabilir amma,fiyatlar
3 yıl öncesinin bile altında...Çoğu şeyler
ucuzluyor...Bir günde yüzde yüz develasyon
yapıldığı,Ecevit in pencereye çıkamadığı
için dövizin zirvelere çıktığı,faizlerin gecelik
yüzde yüz olduğu günleri ne çabuk unuttun...
Şiir güzel amma tesbitler yanlış...Kardeşin
ŞAHİN ERTÜRK
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta