Bütün sabrıyla tuzlu suları beklerken beyaz kısraklar
Kocamış nalbantların usturuplu iç çekişlerinde tükeniyor zaman
Gelmiş geçmiş her şey parmaklarının arasında saklı
Aklın dehlizlerini saymazsak tabi
Nadan simalar dolaşıyor uluorta
Ne oldu, ne olacak şimdi
Doremifa yı türeten kadınlardı veya erkekler
Ya da genç müşteriler, onların hepsi aslında
Hepsi gülüyordu, çünkü hepsi ağlamıştı
O buğday tenli kara, o esmer sarışın
İnsandı sol anahtarını paralel ve meridyenlere çizen
Evrenin bir ucundan diğer ucuna eserek çağlayan,
Öldüren ve yaşatan onlardı
Ve saçlarını ay perdelerinin son çargahında yıkayan insanlar
Uzun kıvırcık kısa saçlı ve saçsız, hepsi onlardı
Cafcaflı arabaların farlarında dönen bir dünya belki
Belki kesif bir kokunun ölü bedenlerini yıkayışında buhar baştan aşağı
Hayatın, yaşatma arzusuyla öldürüp hazzını aldığı günleri unutarak
Ve itinayla yaklaşırken ilk mesailerine yeni güne başlayan onlar
Broşür ve katalog sayfaları posta kutularına bırakılan imzasız bildiri
Sayılar mesela otuz üç, elli beş, seksen bir ya da
Kim bilir; altı milyon mesela, izahı güç bir fizik kuramı ne işe yarar
Tabanlarımızdan kollarımıza şimşek hızıyla fırlayan aşk sanrısı
Sanrı; kefilsiz, gerekçesiz, ayaksız
İsterse aklımızı delip geçer onlar
Geceyi durmadan hırpalayan yıldız sürüsü yontarken korkak karanlığı
Kimseye göstermeden izliyoruz avurtlarımızın çöküşünü
Yaşamak, galiba buluyorum sanki, yaşamak olsa gerek bunun adı
Haydar Şahinbay
Kayıt Tarihi : 31.3.2023 20:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!