Bu hayatın bir yakası diken, bir yakası gül,
Ne zaman diksem iğnemi, kanar bu gönül.
Gerdikçe gerdikçe ipliği, uzamadı ömür,
Bir yanımız eksik kaldı, bir yanımız yırtık çul.
Kırk düğüm attık belki, çözülsün diye,
Her çözülen düğüm, yine yeni bir çile.
Omuzlar yorgun düştü, kalbimse geldi dile,
Bir nefeslik huzur dedi, ve bir demet menekşe.
Acılar mı devasa, yoksa biz mi cüce,
Boyumuzu aştı dertler, her gelen gece.
Gündüzler bahane oldu, dertler içimizde yüce,
Uzatmadık elimizi, korkuttu hayat denen bilmece.
Kumaşı yırtık hayatın, neresinden tutsak,
Eski bir hırka gibi, yamaları hep çapak.
Umut denen kuşumuz, uçtu gitti çok ırak,
Gözyaşımız aktıkca aktı, denizler oldu ıslak.
Mutluluk dediğin, bir çizgi, ince ve kısa,
Parmak ucunda durdu, hemen çıktı fosa.
Oysa ki keder dediğin, koca bir dağ, değişmez yasa,
Sığdıramadık yakaları, zamanla kapandı kasa.
Bir yanda açlık varken, diğer yanda tokaç,
Hep bir tarafımız tok, bir tarafımız çıplak ve muhtaç.
Gözümüz hep uzakta kaldı, gönlümüze yok ilaç,
Birbirine değmedi eller, kalpler kaldı hep yamaç.
Dikiş tutturamadık, ne kalbe ne zamana,
Hep bir yarım kaldı, verdiğimiz amana.
Yağmur yağdı sandık, doydu göğsümüz dumana,
Boşa bekledik hep, bahar gelmedi hiç bu hana.
Ucu eksik geldi, o ipekten düşlerin,
Kısalttık düşlerimizi, kalmadı coşkum.
Felek vurdu elime, vermedi baska seçim,
İki yaka birleşmedi, hükmü kaldı kaderin.
Şimdi yorgun ve bitkiniz, elimizde iğne,
Düğümü çözmekten yorulduk, kalmadı bir bahane.
Söylesenize, hangi terzi de dikilir bu sahne?
Kimi yaktı, kimi yıktı, bize kaldı bu acı hane.
Ne boyu uzun acının, ne de mutluluğun kısa,
Aslında bizdik beceriksiz, unuttuk neydi yasa.
Kendi elimizle kırdık, parcalandı bize ait masa,
İki yakayı bir etmedik edemedik, bize kaldı hep tasa.
Kayıt Tarihi : 17.12.2025 01:23:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!