.......Bir okuyucunun, Erdem-Yalan adlı yazıma yazdığı yoruma, cevabım aşağıda. Fakat yazdıklarını ezberlemiş sanırım. Ezberletilmiş gibi. Tarikat ve cemaatlere gidenlere din anlatılıyor. Kur'an'ın da anlamı değil Arapça'sı öğretiliyor.Dolayısıyla duydukları Kursiyerlerin dini oluyor.Çünkü okudukların dan hiç nasiplen miyorlar.Peki duydukları, dinin içine girmiş başka dinden olan misyonerlerinkurgusu olmasın? Bunu kim test ediyor acaba...
........ Kelime-i Şehadet getiren herkes bu dine giriyor.Bir misyoner Kelime-i şehadet getirerek bu dinin içine giremez mi? Girip de din ile ilgili olmayan her şeyi din olarak yutturamaz mı? Dinamik toplumda bir saniye bile dura maz o kişi.Dinamik okumuş,bilgili toplum başına çorap örecek kimseyi'ŞIP' diye tanır.
.......Aziz Mustafa Kemal Kur'an'ın mealini bunun için istedi.Bu toplum dinini öğrensin.Aklıyla inansın.Kandırılmasın.Yanlış yola girmesin.Şöyle bir baktığı
mızda Kur'an için, din için en iyisini yapmış.Şu Kur'an'ın mealine karşı çıkıp da ''Okumayın okursanız da tam din bilgisini vermez:'' diyenler hangi dine mensupturlar acaba. Perde gerisinde bir ülkenin,bir dinin düşmanları o dinin içine girer.Kendi inandığı dini için cennete giderim düşüncesiyle girer ve saptırır.
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
gerçekler görmek isteyenlere görünürler...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta