Hava buz gibi, içim yanıyor.
Kurşun yemedim, kalbim kanıyor.
Bu gönül uslanmaz mı Allahım!
Her açan çiçeğe de kanıyor.
Meltem esiyor, ruhum fırtına.
Keder bindi düşümün sırtına.
Bu gönül paslanmaz mı Allahım!
Düştüm fani dünya hırsına.
Hep tuttum yitiklerin yasını.
Silemedim kalbimin pasını.
Bu gönül puslanmaz mı Allahım!
Bulamadım mevsimin hasını.
Hacılar Mina’da şeytan taşlar.
Senin için verildi çok başlar.
Bu gönül taşlanmaz mı Allahım!
Akmadı gözden günaha yaşlar.
Ömür geçti, kapıldım taşkına.
Günahlarımla döndüm şaşkına.
Bu gönül yaslanmaz mı Allahım!
Huzur veren ebedî aşkına.
8 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 21.54
Necmi ÜnsalKayıt Tarihi : 1.6.2004 12:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Huzur veren ebedî aşkına.
aahhh deli diye gönüle denilmiyor mu, baska yere yaslanmadigi her denilen ask´a asli o tek sevgi´ye, iste su sevdaya yaslanmaya benziyorlugu da bilinmiyor mu sanki....
Tebrikler
Sevgiler
Saygilar
Günahlarımla döndüm şaşkına.
Bu gönül yaslanmaz mı Allahım!
Huzur veren ebedî aşkına.
ah ebedi şaka yaslanabilsek dostum bütün mesele hallolacak ama deli gönül laf dinlemiyorki.
TÜM YORUMLAR (19)